tag:blogger.com,1999:blog-32898370866500133322024-03-05T20:23:52.751+03:00Masum RobotBir gri yakalının gözündenMasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.comBlogger77125tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-32075667731310832552022-05-07T11:22:00.004+03:002022-05-07T11:25:10.889+03:00Bystander Etkisi<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEQB5EvoIUFNNuiUvEkCM6BiM0kIIxTTYgW5cp6g9qz8mn6Gf4p4NiqLgzKwTnh2t1R0fKSqZkn-yPBSo1mOyjxD24zdVPQCAKHQ7aNcnjJhxjoYOHayDqtc1hs0pc6QR7L0WDIb3ETf8OweUmEA-IzXfx81ksRhh5jalonVdT_JNRS_u3cStMZJD6/s500/bystandereffect.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="375" data-original-width="500" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEQB5EvoIUFNNuiUvEkCM6BiM0kIIxTTYgW5cp6g9qz8mn6Gf4p4NiqLgzKwTnh2t1R0fKSqZkn-yPBSo1mOyjxD24zdVPQCAKHQ7aNcnjJhxjoYOHayDqtc1hs0pc6QR7L0WDIb3ETf8OweUmEA-IzXfx81ksRhh5jalonVdT_JNRS_u3cStMZJD6/w640-h480/bystandereffect.jpg" width="640" /></a></div><br /><p></p><p style="text-align: justify;"><span> </span>Türkçe'ye "<b>Seyirci Etkisi</b>" olarak girmiş olan "<b>Bystander Effect</b>", yardıma ihtiyaç duyulan bir ortamda, müdahale eden kişi sayısının, orada bulunan kişi sayısı ile ters orantılı olduğunu belirten psikolojik bir terimdir. Yani kişi sayısı arttıkça müdahale eden sayısı azalır, seyirci sayısı artar. Tam tanımı için <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/Seyirci_etkisi" target="_blank">wikipedia </a>sayfasından faydalanabilirsiniz. </p><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;">Tahmin edeceğiniz gibi bu istenilen bir durum değil. Yolda giderken yerde yatmış ve iyi görünmeyen bir insan veya hayvan görürüz. Herkes bir acıma ifadesiyle bakar geçer. Bunun sebepleri arasında "nasıl olsa biri el atar", "ben bu işlerden anlamam, rezil olurum", "şimdi başıma bir iş gelir" benzeri düşünceler ya da bir sorumluluk hissetmeme yatar. Bunun çözümü için toplumsal eğitim ve farkındalık/bilinç yaratılması dışında aklıma bir şey gelmiyor. Daha çok sosyologların yorumlayabileceği bir durum.</p><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;">Seyirci etkisini iş hayatımızda da çok görürüz. Bir toplantıda yapılması gereken bir görev ortaya çıkar. Toplantıyı yöneten kişi veya takım lideri bunu yapmak isteyecek birisinin ortaya çıkmasını bekler. O sırada kimilerinin gözleri aşağı iner, kimileri düşünceye veya telefona dalar. Kişilerin kendine göre haklı sebepleri de olabilir. Uzmanlık alanı değildir, elinde zaten bir aylık iş vardır, bir challange olarak değil hamallık bir iş olarak görüyordur vs. Ama öte yandan da yapılması gerekiyordur ve toplantıyı yöneten kişi atama yapmak istemiyordur çünkü agile (çevik) yönetime ters olur. Takımın veya proje ekbinin kendini yönetmesi bekleniyordur.</p><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;">Diğer bir örnek ise, üzerinde çalıştığımız işin bir noktasında tıkanmışızdır. Bu teknik bir konu da olabilir, tasarım veya fonksiyonalite ile ilgili bir karar verme de olabilir veya bir müşteri desteği ile ilgili de olabilir. Yardımcı olabileceğini düşündüğümüz bir mail grubuna güzel bir mail hazırlayıp atarız ve heyecanla bekleriz. Ancak günler geçmesine rağmen herhangi bir cevap gelmez. Çünkü o mail, grup üyeleri tarafından ilk göründüğü anda birbirlerine bırakılır ve takip edilmez. Konu hakkında yeterince bilgileri olmasa bile, bunu belirtmeyi de birbirlerine bırakırlar.</p><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;">İş hayatındaki bystander etkisinin önğne geçmek için alınabilecek tedbirlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:</p><p style="text-align: justify;">- Toplantılara mutlaka sadece ilgili kişiler davet edilmeli, böylece tüm katılımcılar o sorumluluğu daha çok hisseder. Gelmeden önce de katılımcılar ellerindeki işleri kontrol ederek yeni bir task için planlama yapıp yapamayacaklarını belirler.</p><p style="text-align: justify;">- Bir gruba mail atmak yerine, sorarak kontakt bulma konusunda nokta atışı yapmaya çalışın. Bunun için daha tecrübeli çalışanlardan bilgi alabilirsiniz. 2-3 kişilik isim olsa bile gruptan daha iyidir.</p><p style="text-align: justify;">- Mail gruplarında bir yönetici/yönlendirici olmalı. Bu kişi gelen maillere en azından en yakın zamanda döneceklerini ve ilgilendiklerini bildirmeli. Ardından bu kişi grupta konu hakkında yardımcı olabileceğini düşündüğü kişiyi dürtebilir. </p><p style="text-align: justify;">- Mailden ziyade telefon veya şirket içi mesajlaşma araçlarını tercih edin.</p><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: right;"><b style="font-family: "times new roman";">© 2022 masumrobot.com</b></p>MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-73152354689043707732021-01-08T15:55:00.002+03:002022-05-07T11:21:57.239+03:00Öğrenilmiş Çaresizlik: Cam Tavan Sendromu<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBq1rPvtQwnnHYGKNegXI9SVnpmRTNHzN3S7JR822IgmGoLQC10abLUGpffHflFQyPmcVhEQAVSPKj87-jGHdwpPF9RliTtVux-Bf8G3gIaxvgvCS9EYytUjEncYfWzL3hkL4Muqh_e6Y/s2048/surrealism_syndrome.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1368" data-original-width="2048" height="428" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBq1rPvtQwnnHYGKNegXI9SVnpmRTNHzN3S7JR822IgmGoLQC10abLUGpffHflFQyPmcVhEQAVSPKj87-jGHdwpPF9RliTtVux-Bf8G3gIaxvgvCS9EYytUjEncYfWzL3hkL4Muqh_e6Y/w640-h428/surrealism_syndrome.jpeg" width="640" /></a></div><br /><p></p><p><br /></p><p style="text-align: justify;">Bilim adamları pireler üzerinde bir deney yapar. İlk gözlemledikleri şey, pirelerin birbirinden farklı yükseklikte zıplamalarıydı. Bunlardan bazılarını alıp 30 cm yüksekliğe sahip bir cam fanusun içine koyarlar. Fanusu da yine aynı şekilde cam bir kapak ile kapatırlar. Ardından fanusun altını ısıtmaya başlarlar. Pireler sıcaktan canı yandıkça zıplamaya başlar.</p><span><a name='more'></a></span><p style="text-align: justify;">Ancak zırplamaları bir işe yaramaz çünkü bu defa da tepedeki cam kapağa çarparlar. Etrafları komple cam olduğu için de, burdan neden bir türlü kurtulamadıklarını anlayamazlar. Zamanla yukardan da canlarının acımaması için 30 cm'e kadar zıplamaya başlarlar. Bu süreç tüm pireler sadece 30 cm zıplamaya başlayana kadar devam ettirilir.</p><p style="text-align: justify;">Ardından cam kapak çıkarılar. Artık üzerlerinde bir engel yoktur. Zıplasalar çıkıp kurtulabilirler. Ancak o engel artık zihindedir. Zihinleri 30 cm'den fazla yükseğe zıplamamaya programlanmıştır.</p><p style="text-align: justify;">Bu deney canlıların nasıl başaramayacaklarını öğrenmelerine yöneliktir. Ortada bir <b>öğrenilmiş çaresizlik</b> vardır. Öğrenilmiş çaresizlikte, uzun süre yenilmeye inanmış canlı artık gerçekten yenilmiştir. Bunu günümüz hayatına uyarlarsak; "yapsam ne değişir ki", "bence birşey değişmez", "bunu ben yapamam", "böyle gelmiş böyle gider" şeklinde karşımıza çıkar. Kişi farkında olmadan kendi cam fanusunu yaratıyor.</p><p style="text-align: justify;">Bununla baş etme yolu ise bunun farkına varma ve denemekten, kendine güvenmekten, hayal etmekten asla vazgeçmemektir. </p><p style="text-align: right;"><b style="font-family: "times new roman";">© 2021 masumrobot.com</b></p>MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-21175087673391601132020-03-15T16:25:00.004+03:002021-01-08T15:53:54.550+03:00Herkes Koyun, Ben Hariç!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4HdYIuSj4s8NUPabBEpS1tj5k4XSoflNKS8DFRBtcjFkiVPaAX4vMDehN7Nn0SQt1kT23LqClk8emdWlCCu98b1jXGdl7WbUMywUuYDC4HQB_vl3USsXYtN8JqXMv15TqI7cydgg2NrM/s1600/herkes_koyun.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="850" data-original-width="850" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4HdYIuSj4s8NUPabBEpS1tj5k4XSoflNKS8DFRBtcjFkiVPaAX4vMDehN7Nn0SQt1kT23LqClk8emdWlCCu98b1jXGdl7WbUMywUuYDC4HQB_vl3USsXYtN8JqXMv15TqI7cydgg2NrM/s400/herkes_koyun.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
+ Bu millet koyun ya!</div>
<div style="text-align: justify;">
+ Sistemin kölesi olmamak lazım!</div>
<div style="text-align: justify;">
+ İnsan çemberin(veya kutunun) dışına çıkmalı!</div>
<div style="text-align: justify;">
+ Bunlar at gözlüklü!</div>
<br />
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
Artık ne kadar da klişe olmuş laflar öyle değil mi? Tıpkı "ağzı olanın konuşması" gibi. Herkesin okuduğu bir kaç kitaba, ideolojik duruşuna, mesleğine veya finansal durumuna bakarak kendisini sistemin dışında ve çok bilinçli sandığı bir dönemden geçiyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
A kişisine veya partisine biat ettiği için koyun olarak gördüğü insanlara karşın, kendisinin B kişisine tapmasını veya ulu olarak görmesini sistem dışı sanır. Hayatında bu dışlanmaya karşı hiçbir mücadelede bulunmamıştır ama inanç veya etnisity olarak azınlık olduğundan dolayı gördüğü zulmü sadece sızlanma ve şikayet malzemesi olarak kullanır. 2013'te ambargo koyduğu bir marka veya mekana 2015'ten itibaren gitmeye başlar. Halbuki 2013'te gidenlere bilinçsiz diyordu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Muhabbetlerde "Sevgililer Günü", "Anneler Günü"ne.. falan "hep kapitalizmin oyunları" der ama o günü geldiğinde herkes gibi kutlama telaşına girer. Sen partnerine inadına birşey yapmayalım, sevginin günü olmaz desen günlerce asık surata maruz kalırsın. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
"Çok tüketim toplumu olduk der" ama son model IPhone için sıraya girer. Hayvan sevgisi ve hakları konusunda ne kadar bilinçli olduğunu her fırsatta göstermeye çalışır ama pet shoptan gözüne en hoş gelen köpeği satın alır, çocuğunu alıp sirklere veya akvaryumlara götürür.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sistemin içinde sıkışıp kaldığının bilincinde olan ve bunun için küçük de olsa bişiler yapmaya çalışan insanlar, kendini sistemin dışında sanan insanlara göre bana çok daha samimi gelir. Herşeyde olduğu gibi burada da laf değil, icraat konuşur. İcraatınız kadar çemberin dışındasınızdır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2020 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-57983135674972451932020-03-03T23:05:00.002+03:002020-03-04T12:51:24.333+03:00Geri Dönüşüm...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIeTd6WDuI7uYlQO_z3498A69TFARJTbEzve-bqTOCVYrcYpJK3I5132Gu7J3EWWzLaeFexz3QVfz05bLbQFOLkuAZTnEcWn60RlyMvwNVuR4U0nTfBNFQ6IbcGrWNiyt5RuStbjp9CXc/s1600/recycle.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="900" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIeTd6WDuI7uYlQO_z3498A69TFARJTbEzve-bqTOCVYrcYpJK3I5132Gu7J3EWWzLaeFexz3QVfz05bLbQFOLkuAZTnEcWn60RlyMvwNVuR4U0nTfBNFQ6IbcGrWNiyt5RuStbjp9CXc/s400/recycle.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Bir zamanlar evdeki bir bıçak köreldiğinde atılıp yenisi alınmazdı, çarşıya gidip bilenirdi.<br />
<a name='more'></a><br />
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar ayakkabımızın bir yeri söküldüğünde tamirciye götürüldü, trendyol açılıp yenilerine bakılmazdı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar defteri, kurşun kalemi, silgiyi sonuna kadar kullanırdık. Şimdiki gibi kırtasiye malzemeleri aşığı değildik.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar kitaplar ödünç verilirdi. Şimdiki gibi herkes aynı kitaplardan satın almazdı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar kabağın, kavunun çekirdeği güneşe serilip kurutulurdu, markete gidip alınmazdı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar elektronik eşyalar yıllarca kullanılırdı, gerektiğinde arızaları tamir edilirdi. Çıkan her yeni model için sıraya girilmezdi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar tabağa yeteri kadar yemek konulurdu veya tabaktaki bitirilirdi, tonlarca gıda çöpe atılmazdı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar bir çok eşya ortak kullanılırdı, küçülen elbiseler kardeşin olurdu. Sürekli yenileri alınmazdı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir zamanlar yemekte onlarca tabak, bardak olmazdı. Ortak kullandıklarımız vardı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Özetle geri dönüşümü uzakta aramayın, bir zamanlar zaten vardı. Yenmemiz gereken, daha bilinçli olup şu tüketim kültürünü sona erdirmek ve farkındalığı artırmak....</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b style="font-family: "times new roman"; text-align: right;"> © 2020 masumrobot.com</b></div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-6452813540626907522019-05-12T00:41:00.000+03:002019-05-12T00:41:09.381+03:00Uçak Yolculuklarında Kitap<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoNSycpnfF-ieBtNpKFc1AXFFaIHhz2QMPeFzp2Aq7HPuyAwbnus15h7ioKC45rxRkff49jxwKtawWd8bQEsPn84qA-7OR1NGzdEC7lWlPCCMfjAanhiPAL6VfrvszeMJ5vtRCIEzBo78/s1600/plane_reading_book.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="679" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoNSycpnfF-ieBtNpKFc1AXFFaIHhz2QMPeFzp2Aq7HPuyAwbnus15h7ioKC45rxRkff49jxwKtawWd8bQEsPn84qA-7OR1NGzdEC7lWlPCCMfjAanhiPAL6VfrvszeMJ5vtRCIEzBo78/s400/plane_reading_book.jpg" width="282" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Uçak yolculuklarında kitap okumak kadar zor bir şey yoktur. "Şu kitabın en az yarısını yolculuk sırasında bitiririm" hayaliyle havaalanına doğru yola çıkılır.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a>Havaalanında check-in işlemleri falan yapıldıktan sonra, okumak üzere bir yere oturulur. Ama mümkünatı yok. Sürekli bir anons vardır. Anonsun olmadığı yerde insanların gürültüsü. Kulaklıkta çok bir işe yaramaz ve benim gibiler için bir süre sonra sıkar.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Uçağa binildikten sonra bu defa uçak içerisinde anonslar bitmez. Kalkış bilgilerinden, güvenlik talimatlarına ve bir şeylerin pazarlamasına kadar inene kadar anonslar bitmez. Yakın koltukların birinde muhakkak ağlayan bir çocuk veya boş boş konuşan bir geveze olur. Tam bir sessizlik yakalanıp da kitabı elinize alınca bu defa da ışıklar söndürülür. Acaba yanında oturanlar rahatsız olur mu diye düşünürek, kişisel lambayı açıp açmamak arasında kalırsınız.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Velhasıl, uçak yolculuklarında kitap okuyamıyorsanız yalnız değilsiniz. Havaalanılardan uçak içerisine kadar her yer çok gürültülü.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2019 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-49839428605990055472019-03-16T23:42:00.000+03:002019-03-16T23:42:00.112+03:00Sorunu Belirt, Sorunlu Ol<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5aoIGhkD14-LvfQD8Sg6w71eoyTYJkEzdeVCoLWjls4e_8zFHdrVoAm4uImsZTdzcveldJojc5WMxDmtvgLSROaPIGtagiQj8FmD1hVMmlYzCyZHHWGo6XbJgS_r4v5bKe7gIVZpYV1E/s1600/surrealism_monkeys.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="700" data-original-width="700" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5aoIGhkD14-LvfQD8Sg6w71eoyTYJkEzdeVCoLWjls4e_8zFHdrVoAm4uImsZTdzcveldJojc5WMxDmtvgLSROaPIGtagiQj8FmD1hVMmlYzCyZHHWGo6XbJgS_r4v5bKe7gIVZpYV1E/s640/surrealism_monkeys.jpeg" width="640" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Başta kurumsal firmalarda olmak üzere, ekip liderleri veya daha üst yöneticiler, çalışanlarını sorunlarını belirtme konusunda cesaretlendirmeye çalışır. Bazen "kapım herkese açık", bazen "istediğiniz zaman yanıma gelebilirsiniz", bazen de direk "bir sorun var mı?" diyerek sorunları dinlemeye açık olduklarını gösterirler. Doğrusu normal olan da bu, çünkü ekip liderlerinin en önemli görevlerinden biri ekibinde "huzuru" sağlamaktır.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><br /><br />
<div style="text-align: justify;">
Buradaki küçük "sorun", bazı durumlarda sorundan bahsetmenin ters etkisidir. Örneğin, bir iş arkadaşınızın tavırları veya yaptığınız işin sizi tatmin etmemesi gibi. Bunu yöneticinizle paylaşmanız kadar doğal bir şey yok. Ancak bu paylaşım bazen çözüm yerine size zarar olarak dönebiliyor. Çünkü yöneticiniz "olaya bir de şu yönden baktın mı?" veya "sen bunun çözümü için neler yaptın?" diyerek topu size geri attığında, ekip çalışmasına uyumsuzmuşsunuz gibi bir algı oluşmasına sebep olabiliyor. Hatta "keşke hiç söylemeseydim!" bile diyebilirsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bahsettiğiniz sorun konusunda sonuna kadar haklı olabilirsiniz. Paylaşmanız kadar da doğal bir şey yok. Ama bazen sorunlardan bahsedeceğeniz zaman tekrar düşünün. Söylemenizin işe yarayacağından ve zararlı çıkmayacağınızdan emin olun.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2019 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-23880231664357813602018-11-29T00:13:00.000+03:002018-11-29T00:13:32.906+03:00Rekabet; Ama Nereye Kadar?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5S4XmnaqA_OIMzYUyQetc2q5u2uqR2hp5jEoP8QpOkY2We8mUec4jMeuAcSxxHP5QrlILSfA6E7puOTVTuLv5z_R3-X2mdJZGSlOnZPNG2KdwyECHYOMdnLF9sWTGFF59tDKdmZnqxJk/s1600/Sifirdan_Bire_Peter_Thiel.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5S4XmnaqA_OIMzYUyQetc2q5u2uqR2hp5jEoP8QpOkY2We8mUec4jMeuAcSxxHP5QrlILSfA6E7puOTVTuLv5z_R3-X2mdJZGSlOnZPNG2KdwyECHYOMdnLF9sWTGFF59tDKdmZnqxJk/s640/Sifirdan_Bire_Peter_Thiel.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<i>"Her şeyden önce rekabet aslında bir ideolojidir -ideolojinin ta kendisidir- toplumumuzun her yanına yayılır ve düşünce biçimimizle oynar. Rekabeti öğütler, gerekliliğini içselleştirir ve buyruklarını yasalaştırırız; sonuç olarak da kendimizi onun içine hapsederiz - ne kadar çok rekabet edersek, o kadar az kazanırız."</i></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><br />
Peter Thiel'in startup kurmak isteyenlere yönelik hazırladığı "Sıfırdan Bire" kitabında, rekabet ile ilgili düşüncelerini özetleyen bir paragraf.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eğitim dönemimizde olsun, iş hayatımızda olsun hepimizin düştüğü bir tuzaktır. Çünkü doğuştan itibaren bizler, ya başkalarıyla karşılaştırıldığımız için veya kendi insiyatifimizle kendimizi bir rekabetin ortasında buluruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Okulda, kimyası en iyi olan çocukla rekabete gireriz. Halbuki senin güçlü yanın belki de matematiktir. Senin matematiğini zirveye taşıman gerekiyordur. Ve buna ulaşmak için bir rekabete ihtiyacın yoktur. Kimyayı, dersi geçecek kadar öğren, yeterlidir belki de. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şirketler çalışanlarını daha çok çalıştırmak için rekabeti teşvik eder ve IK politikalarıyla(özellikle performans sistemi) bu ortamı yaratır. Sen de terfi alabilmek için insanlarla(rakiplerinle) rekabete girersin. Halbuki belki de sen teknik konularda başarılısındır ve bu alanda yapacağın kariyer ile o pozisyondan daha güzel yerlere gelebilirsin. Kendi sektörüm olan yazılım sektörü için; Java programlamada başarılı isen neden database programlama için rekabete girersin ki? Ona ihtiyaç duyarsan zaten kendini geliştirmek zorundasın.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Benzeri olarak, aklında bir girişim var, bir startup yolculuğuna çıkacaksın. Neden piyasadaki büyük oyuncularla rekabete giresin ki? Muhtemelen bu rekabet senin gücünü, moralini sömürecek ve yenik ayrılacaksın. Bunun yerine kendi fizibilite çalışmanı yapıp, iyi olacağın noktaya odaklansan daha güzel olmaz mı?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Rekabet başarıya giden yollardan biri olarak gösterilse de, çoğu zaman bir tuzaktır. Odaklanmanız gereken noktalarda ilerlemek varken, gereksiz rekabet ile kendinizi tüketirsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Oldukça göreceli bir konu, rekabet. Sizlerin düşüncelerini de merak ediyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2018 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-26351637725342411322018-11-05T15:37:00.001+03:002018-11-15T09:30:44.970+03:00Toplantılarda Zeki Görünmenin Yolları<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4DS2qASjH4zoYDXB_PBlhSVK0pQVSzBPKGQr9uNs-2iYL2K3iqIAVB0Nzc2FAfoYnRbv3CR8jvjUG4WHo_PhEwcJPToVFUbksT-KwNYID8QgQjycsG7YD9UvU4K_Jxo1e6zxGJTx7sSI/s1600/smart_meeting.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="571" data-original-width="960" height="380" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4DS2qASjH4zoYDXB_PBlhSVK0pQVSzBPKGQr9uNs-2iYL2K3iqIAVB0Nzc2FAfoYnRbv3CR8jvjUG4WHo_PhEwcJPToVFUbksT-KwNYID8QgQjycsG7YD9UvU4K_Jxo1e6zxGJTx7sSI/s640/smart_meeting.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Özellikle kurumsal firmalarda toplantılar iş hayatının önemli bir parçası. Hatta bazı şirketlerde, iş saatlerinin önemli bir kısmını doldurur.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a>Arka planda ne kadar büyük ve zekice işler yaparsanız yapın, kendinizi gösteremediğiniz (kurumsal dille satamadığınız) sürece, beklentilerinize (unvan, zam, yeni sorumluluklar...) ulaşmanız çok zordur. Birilerinin(mesela yöneticilerin) sizi keşfetmesini umarsanız çok iyimsersiniz.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Toplantılar bu noktada devreye giren önemli noktalardan biri. Çünkü genelde, çalışırken iletişimde bulunduğunuz diğer çalışanlardan daha fazla kişiye dokunma fırsatını yaratır. Peki toplantıyı nasıl fırsata çevirirsiniz? Tabi ki ilgilendiğinizi ve konuya hakim olduğunuzu göstererek. Bunun için takviye olarak(biraz da çakalca) aşağıdakileri yapabilirsiniz:<br />
<br />
<ul>
<li><b>Telefonu Gözünüzden Uzaklaştırın</b></li>
</ul>
<div>
Çalmadığı sürece telefona elinizi sürmeyin.Toplantıya hazır olduğunuzu ve toplantı süresince sıkılmadığınızı gösterir. İş saatlerinde sosyal medya hesapları ile zaman kaybetmediğinizi, yani bir nevi etik olmayı önemsediğinizi gösterir.<br />
<br /></div>
<ul>
<li><b>Bir Önceki Slayta Dönebilir miyiz?</b></li>
</ul>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-weight: normal;">Sizi direk "hiç bir noktayı kaçırmayan" ve "tüm resme hakim biri" olarak gösterir. Anlayıp anlamadığınız hiç önemli değil. Sadece şunu söyleyin. Hatta o slaytta rakamlar falan varsa, rakamları biraz daha açmalarını rica edin.</span></div>
<br />
<ul>
<li><b>Devamlı Not Alın</b></li>
</ul>
</div>
<div>
<div>
<span style="font-weight: normal;">Herkesin anlattığı şeylerden bir şeyleri not edin. Bu hem herkesi dinlediğinizi, hem de herşeyi toparlamaya çalışan kişi olduğunuzu gösterir.</span><br />
<br />
<ul>
<li><b>Elinize Kalemi Alıp Anlatılanları Çizin</b></li>
</ul>
</div>
<div>
<div>
<span style="font-weight: normal;">Tartışılan maddeleri varsa bir duvar tahtası üzerinde çizime(diyagram, flow, şema..) dönüştürmeye çalışın. Toplantıya hakim olduğunuzu gösterir.</span><br />
<br />
<ul>
<li><b>Dolaşın</b></li>
</ul>
</div>
<div>
<div>
<span style="font-weight: normal;">Arada bir kollarınızı kavuşturup gezinin. Ayaktaki insan her zaman daha saygın ve zeki görünür. Toplantıda geçen problemleri kafanızda çözmeye, toparlamaya çalıştığınızı gösterir.</span><br />
<br />
<ul>
<li><b>Telefon Görüşmesi İçin Ayrılın</b></li>
</ul>
</div>
<div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-weight: normal;">Benim normalde pek hoşladığım bir şey. Toplantının ortasında birilerinin telefon görüşmesi için araya çıkması. Ama kabul edelim, bunun, o kişiyi ne kadar meşgul ve önemli bir pozisyonda olduğunu da gösterdiği bir gerçektir. </span></div>
<br />
<ul>
<li><b>Performans Problemi Yaşanabilir mi?</b></li>
</ul>
</div>
<div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-weight: normal;">Özellikle yazılım projelerinde herşey çözüldükten sonra geriye kalan en önemli soru performans sıkıntısı yaşanıp yaşanmayacağıdır. Alakasız da olsa bir yerden girip "performans riski" konusunu açan ilk kişi siz olun. Bu sizin riskleri atlamadığınızı gösterir. </span></div>
<br />
<ul>
<li><b>Son Dediğini Tekrarlayabilir misin?</b></li>
</ul>
</div>
<div>
<div>
<span style="font-weight: normal;">Sanki o ana kadar anlatılanların hepsini anlamış, aksiyonları belirlemiş de, sadece son söylenileni kaçırmış gibi görünmek için arada bir konuşulanı tekrarlatın. </span></div>
<div>
<span style="font-weight: normal;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-weight: normal;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-weight: normal;"><br /></span></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2018 masumrobot.com</b></div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-34794841281606112702018-07-22T02:16:00.000+03:002018-07-22T02:16:35.619+03:00Alternatif Bilim Kaynakları<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhADtdAlsjyZ9ashy281_yDe0RxDVNMx1dBuGNNC_51pnH9WIg1mRHq_s_KPTpXFt4RH0dXYKX_irOWM2SXH48cqA2BUwcKLYt_7KmHKOJ_ciLgIXmqmvR2Fi_QcciyK6vi8HIcbp2XgZc/s1600/alternatif-bilim.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="science, bilim, alternatif" border="0" data-original-height="1068" data-original-width="1600" height="425" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhADtdAlsjyZ9ashy281_yDe0RxDVNMx1dBuGNNC_51pnH9WIg1mRHq_s_KPTpXFt4RH0dXYKX_irOWM2SXH48cqA2BUwcKLYt_7KmHKOJ_ciLgIXmqmvR2Fi_QcciyK6vi8HIcbp2XgZc/s640/alternatif-bilim.jpg" title="" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
Ülkemizde eğitim sisteminin geldiği noktayı hepimiz az çok kabul ediyoruz. Çocuklaırmızın geleceği konusunda endişeliyiz. Bu endişeyi yaratan belki de, eğitimi sadece dört duvar arasında ve bir müfredatın altında sınırlamamızdır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Halbuki elimizin altında bir parmak uzaklığında devasa bir bilgi kaynağı akıyor. Çocuklarınızı neden bu kaynaklara yönlendirmemeniz için hiçbir sebep yok. Çocuklar diyince kendinizi pas geçmeyin. Çocuklarla birlikte sizin okumanız ve onları teşvik etmeniz gerekir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Aşağıdaki liste, benim kendi sitelerinden veya twitter gibi hesaplarından takip ettiğim güzel bilimsel ve sanatsal sayfaları içeriyor. Bu sayfaları sizinle paylaşmak istedim ama bunlarla sınırlı kalmayın. Ayrıca aklıma geldikçe eklemeler yapacağım. O nedenle bu makaleye arada göz atmayı unutmayın.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><b>Evrim Ağacı :</b> </span>Oldukça popüler bilim sayfalarından biridir. İsme aldanmayın, sadece evrimi anlatmıyor. bilimin farklı dallarından bir çok güzel araştırma makalesine ev sahipliği yapıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Internet adresi : <a href="https://evrimagaci.org/">https://evrimagaci.org/</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Twitter hesabı : <a href="https://twitter.com/evrimagaci">https://twitter.com/evrimagaci</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-size: large;">Sanatın Tarihi : </span></b>En sanattan uzak kişileri bile kendine bağlamayı başaran sanat tarihi sayfası. Yolculuk yaparken flood şeklinde ilginç twitlerini okumak paha biçilemez. Mitolojik konulara da yer veriyor. Kesinlikle takip etmelisiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Internet adresi : <a href="https://www.tarihlisanat.com/">https://www.tarihlisanat.com/</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Twitter hesabı : <a href="https://twitter.com/sanatntarihi">https://twitter.com/sanatntarihi</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><b>Bilim Fili : </b></span>Evrim Ağacına benzer bir başka başarılı bilim sayfası. Canınız sıkıldığında rastgele bir makalesini seçin ve okuyun. Ayaküstü yeni bilgiler edinmiş olacaksınız. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Internet adresi : https://bilimfili.com/</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Twitter adresi : https://twitter.com/bilimfili</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-26643136519946374952017-12-10T16:02:00.000+03:002017-12-24T11:25:28.594+03:00Başarısız Eğitim Girişimleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCBTu67eTmfhFAm9yJtEKRlVfmj-8IwJzVOi1Icz72lYdYZaZ4uItdveyKb6vHxOu6fq4zONdtg11E3IHeObtgP2H0RjA1k0TyTQLplFk-PkfrZKZaq_Xsb_PPtmUzEWgDbyM25qcDoOE/s1600/follow-the-leader-brooke-dorsay.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="surrealism, sürrealizm, liderlik, leadership" border="0" data-original-height="530" data-original-width="697" height="486" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCBTu67eTmfhFAm9yJtEKRlVfmj-8IwJzVOi1Icz72lYdYZaZ4uItdveyKb6vHxOu6fq4zONdtg11E3IHeObtgP2H0RjA1k0TyTQLplFk-PkfrZKZaq_Xsb_PPtmUzEWgDbyM25qcDoOE/s640/follow-the-leader-brooke-dorsay.jpg" title="" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Her ne kadar bireysel olarak da kişisel gelişim eğitimleri alma imkanımız olsa da, bu tür eğitimler çoğunlukla çalıştığınız şirketlerin sağladığı ek faydalar içerisinde yerini bulur. Genel olarak bu eğitimlerin amacı, çalışanına maaş dışında ek bir fayda vererek motivasyonunu sağlamak ve bu eğitimler sayesinde çalışanından daha fazla verim alabilmektir. Bu verim yeni bir iş alanı veya pozisyon, farklı bir bakış açısı veya yaptığı mevcut işi daha verimli hale getirmesi olabilir.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a>Ancak sistem çoğu kez bu şekilde işlemez. Sebebi ise, çalışanının aldığı eğitimden öğrendiklerini uygulama alanını bulamaması. Eğitim bittikten sonra eski rutin işine dönen çalışanın öğrendikleri kısa bir süre içerisinde uçar.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9S3JC6Q0-OjdUjbzg3Q3-swPQm5JI1-5_WBUUEHzYGbOICPxDzDRMLbslQ_4c77r3bf9smS3dtMJwK3k6FrMpJPY3NQ5SbRid55Vxvto5ieLqaRX5yIddRihT_Y_rTW3AqOLZxyrW0Ro/s1600/egitim.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="egitim, kurumsal egitim" border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9S3JC6Q0-OjdUjbzg3Q3-swPQm5JI1-5_WBUUEHzYGbOICPxDzDRMLbslQ_4c77r3bf9smS3dtMJwK3k6FrMpJPY3NQ5SbRid55Vxvto5ieLqaRX5yIddRihT_Y_rTW3AqOLZxyrW0Ro/s400/egitim.jpg" title="" width="300" /></a></div>
<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela çalışanının liderlik, mentorlük veya koçluk gibi bir eğitim aldığını düşünelim -ki ben bu eğitimleri normalde de faydasız hatta sıkıcı bulurum-. Bu kişi işine döndüğünde kendisine liderlik edebileceği bir iş fırsatı sunulmadığı sürece havada kalacaktır. Eğitim gereksiz bir maliyete dönüşecektir. Bu çalışanının gerçekten bir liderlik yapması istense, en azından 3-5 kişinin çalıştığı bir projenin başına getirilebilir. Risk alınması teşvik edilir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şirketler bir eğitim olanağı sunuyorsa, çalışanına bunu kullanma fırsatını sunmalıdır. Önünü açmalıdır. Aksi takdirde bu eğitimler formaliteden ibaret kalır. Bunun yerine direk mesleğiyle ilgili eğitimler sağlansa veya eğitim bütçesi yine çalışan için farklı şekillerde harcansa çok daha faydalı olacatır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-30456198570666706012017-11-09T09:51:00.002+03:002017-11-09T09:54:04.424+03:00Vahşi Zevklerden Notlar-2<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilEUgIhqp2mx50huYeAf1DxcZVoiqr_d_4JnCBzKsBnaKnNaLzVPswNaera0o380DMUwjM_z2R7W-ZCFeGJP2FVY40RdK7kN15RYYIDcoYGAMsjgAGb4t2onKC1uM-Hgtyy4S9cJHQmdA/s1600/Marcin-Owczarek_09.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="surrealism, war" border="0" data-original-height="845" data-original-width="1128" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilEUgIhqp2mx50huYeAf1DxcZVoiqr_d_4JnCBzKsBnaKnNaLzVPswNaera0o380DMUwjM_z2R7W-ZCFeGJP2FVY40RdK7kN15RYYIDcoYGAMsjgAGb4t2onKC1uM-Hgtyy4S9cJHQmdA/s640/Marcin-Owczarek_09.jpg" title="" width="640" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Hala nasıl oluyor da hepimiz, Hristiyan(ya da Müslüman) olarak yalnız insan sevgisini dile getirmekle kalmıyor, aynı zamanda bir tek nabızda atan bir hayat gibi gerçekten ortaklaşa yaşıyor, birbirimize destek oluyor, ortak mutluluk konusunda birbirimizi eğitiyor, birbirimize sevgiyle yaklaşıyoruz! Yaşamın bütün anlamı işte bu yakınlaşmada yatıyor; yarın devlet liderlerinden biri budalaca bir söz söyleyecek; bir başkası da ona başka bir budalaca karşılık verecek ve ben de bana hiçbir şey yapmamış olan, üstelik de sevdiğim insanları öldürmeye giderken ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalacağım. Bu uzak bir olasılık değil, hepimizin kendisini hazırlaması gereken kaçınılmaz bir gerçek.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
Vahşi Zevkler(Tolstoy)</div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Her savaş ilanından sonra hükümet neden yargılanmasın? Halklar bunu anlamış olasalardı, katil iktidarlardan kendileri hesap sorarlardı, sebepsiz ölüme gitmeyi reddetselerdi, silahlarını kendilerini katliam yapmaya gönderenlere karşı kullansalardı, işte o gün savaş ölmüş olurdu. Ama o gün hiç gelmeyecek.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
Guy de Maupassant (Fransız Yazar)</div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-16353998515479112842017-11-05T16:52:00.000+03:002017-11-05T16:52:58.584+03:00Vahşi Zevklerden Notlar-1<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKXtRuarA2gEXgQS2M4A7oFuttpJsN0Rwjrb096zJltcQNp-O-v9MB6Itg8E7HltU759iogUjxSBoexh4rYOpHEcXYY9vOTf3oqz4pRd7q98NpnweNPper_TBVgoa6tb5vT5syhV8j5JM/s1600/vahsi+zevkler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKXtRuarA2gEXgQS2M4A7oFuttpJsN0Rwjrb096zJltcQNp-O-v9MB6Itg8E7HltU759iogUjxSBoexh4rYOpHEcXYY9vOTf3oqz4pRd7q98NpnweNPper_TBVgoa6tb5vT5syhV8j5JM/s400/vahsi+zevkler.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<h3 style="text-align: justify;">
Savaş</h3>
<div style="text-align: justify;">
Barış kongresine katılan insanlar arasında, barışa cidden inanan insanlar vardır. Bu insanlar barış konusunda konuşmalar yapar, kitaplar yazarlar. Hükümetler de fazla söze gerek yok, duygularını paylaşarak onları cesaretlendirir gibi görünürler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Aynı şekilde, yeşilay benzeri dernekleri destekler gibi görünürler, oysa çoğu gelirini halkın sarhoşluğundan sağlamaktadır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eğitim ve öğretimi destekler gibi görünürler, ama iktidarları özellikle halkın cahil kalmasına dayanır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Özgürlüğü ve anayasayı güvence altına alır gibi görünürler, ama iktidarları özgürlüklerin yokluğu sayesinde ayakta kalabilir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Emekçilerin durumlarının iyileştirilmesi için kaygılanıyor gibi görünürler, ama kendi varlıkları işçilere uyguladıkları baskıya dayanır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hristiyanlığı(veya bizdeki İslamı) destekler gibi görünseler de, aslında Hristiyanlık her tür hükümeti ortadan kaldırır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
Vahşi Zevkler(Tolstoy)'den alıntıdır.</div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-26622210909326724092017-10-01T22:56:00.001+03:002017-10-01T22:59:19.514+03:00B planı Her Zaman Faydalı mıdır?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-yi-SUnE1x2__hhoWMl5RyIJErHUnraglEysYHfMI3qiGoGn4In3Dz_yuNug-YpS3uRUOhZ-KZstTTJUWVtFesqgteIlnEYvdFun4pVi9Pg-Wge2jB6vx8JDPZCrwKrY5t9Gjjsb6xwA/s1600/alternatives-to-declaring-business-bankruptcy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="business, b plan" border="0" data-original-height="867" data-original-width="1300" height="426" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-yi-SUnE1x2__hhoWMl5RyIJErHUnraglEysYHfMI3qiGoGn4In3Dz_yuNug-YpS3uRUOhZ-KZstTTJUWVtFesqgteIlnEYvdFun4pVi9Pg-Wge2jB6vx8JDPZCrwKrY5t9Gjjsb6xwA/s640/alternatives-to-declaring-business-bankruptcy.jpg" title="" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
İster iş hayatımızda, ister özel hayatımızda, isterseniz de kişisel gelişimimizde olsun, hedefimize doğru koşarken genelde bir B planına sahip oluruz. Bunun sebebi de genelde "o olmazsa bari şu olsun" mantığında, asıl A planına göre daha zayıf, daha az tatmin edici bir plan ile kendimizi güvende hissetmek gerektiğindedir. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a>B planı çoğu kez psikolojik bir rahatlık da sağlar. Bu yönleriyle faydalıdır.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bununla beraber B planı yapmanın, dezavantajları da olduğuna inanırım. Özellikle o hedefe ulaşmak şansa değil çalışmaya bağlı ise, arzunuzu zayıflatır. Daha az motive olursunuz. Kafanızda sizi rahatlatan bir yedek plan vardır. Ama o planın aslında çoğunlukla gerçeği kadar tatmin edici olmadığını unutursunuz. Farkında olmadan kendinizi başarısızlığa hazırlamış olursunuz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir diğer dezavantajı ise B planı yapmanın maliyeti de yüksek olabiliyor. Daha fazla zaman ayırmak ve kafa patlatmak zorunda kalabilirsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bunun en güzel çözümü, hedefinizi yakalama konusunda ciddi adımlar attıktan sonra, tereddüte düştüğünüz durumda B planını yapmaktır. Bu sayede asıl hedefinize daha fazla odaklanmış olursunuz. Bunun neticesinde de ona ulaşma ihtimaliniz daha yüksek olacaktır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-17364019943255340002017-09-24T14:38:00.001+03:002020-04-28T18:11:09.470+03:00Vazgeçilmez misiniz?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhsdaPD-xm95kpCOAjTLexZQ4_VBYRF6u4MTRC6BTXyvcInN1d_Yd0tkrSBGvOc4fjCNZoZhSvWyvlh6VXrZWwLpqh71mxX0OOdUZgQSzNP01BjAOOYp5mSd7bhViN6nkGSb8UAH2RoeM/s1600/modern-times-charlie+chaplin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="modern times, charlie chaplin, capitalism, kapitalizm" border="0" data-original-height="675" data-original-width="1200" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhsdaPD-xm95kpCOAjTLexZQ4_VBYRF6u4MTRC6BTXyvcInN1d_Yd0tkrSBGvOc4fjCNZoZhSvWyvlh6VXrZWwLpqh71mxX0OOdUZgQSzNP01BjAOOYp5mSd7bhViN6nkGSb8UAH2RoeM/s640/modern-times-charlie+chaplin.jpg" title="" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Umarım başlık yanlış anlaşılmaz. Çünkü konumuz iş hayatı:)<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a>İş hayatı hem çalışan hem de işveren için zordur. Aralarında herhangi bir problem olmadığı durumlarda bile, iki taraf da doğal olarak kendi menfaatini düşünür. Biri, çalışanından maksimum düzeyde verim alabilmek üzerine planlar yaparken, diğeri yaptığı işlerle kritik bir konumda olmak ve kendisini tatmin edecek maddi bir kazanç elde etmek ister.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İş dünyası ile ilgili makalelere veya söyleşilere kulak verirsek, iyi çalışanları kaybetmenin şirketler için her zaman bir maliyet olarak görüldüğünü duyarız. Yeni bir çalışanın yetişip ayrılan kişinin yeteneğine ve hızına ulaşması aylar, hatta yıllar alabilir. Bunun yanında, özellikle bilgi çalışanları(beyaz yakalılar da diyebiliriz) bir çok değerli bilgiyi de yanında götürebilir.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3bs-MTNjo2IFBdDPNcRqx76bn9JuPGE2a_W92xyXRiZ8bzClWgA5UtGu27hQ6cFRduzr437wELE9LBPHiTHgYEr6Senm7Rzk7k8R_yDmR9CnDdSHFm7Kz3CAUr5dEVN6CrQFcGewRrrE/s1600/charlie.chaplin.modern.times.scene.gi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="modern times, charlie chaplin, capitalism, kapitalizm" border="0" data-original-height="360" data-original-width="640" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3bs-MTNjo2IFBdDPNcRqx76bn9JuPGE2a_W92xyXRiZ8bzClWgA5UtGu27hQ6cFRduzr437wELE9LBPHiTHgYEr6Senm7Rzk7k8R_yDmR9CnDdSHFm7Kz3CAUr5dEVN6CrQFcGewRrrE/s400/charlie.chaplin.modern.times.scene.gi.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<br />
Peki gerçekte durum böyle midir? Bir çalışan olarak, kritik bir konumda olduğunuzu mu - daha kaba deyimle "vazgeçilemez" olduğunuzu- düşünürsünüz, yoksa ayrılık durumunda şirketinizin "kimse vazgeçilmez değildir, herkesin yeri doldurulabilir" düşüneceğini mi tahmin edersiniz? Şirketiniz bugüne kadar ayrılmak isteyen, gerçekten tecrübeli ve yetenekli kaç çalışanının bundan vazgeçmesi için "ciddi" anlamda bir ikna çalışması yapmıştır? Vazgeçilmez olmanızı engellemek için işvereniniz "yedekleme" ve "görev sirkülasyonu/işleri devir" benzeri ne tür aksiyonlar alıyor? Aslında vazgeçilmez olmadığınızı hissetmeniz durumunda motivasyonunuz bu durumdan nasıl etkilenir?<br />
<br />
Bu defa bu sorulara yanıt vermeye çalışmak yerine, sizi bunları düşünmekle başbaşa bırakıyorum:)<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
</div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-91640954889220773612017-09-18T21:44:00.000+03:002017-09-24T14:34:49.657+03:00Cahil Cesareti : Dunning-Kruger Etkisi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhwSOU3LnSDuiEag4K0eZbh4IzY7_yMQlu1ecMyxly_ZA31LwxqRGsi9O9uH56EIbiIt5fUmcrLBi0MUvnoq-2h_4FjVBp_Zsvcc0qXpvjJtxUJvj_zmvYz3hHtomRfijibVaWWVM_NiU/s1600/Mr_Pipo_Dunning_kruger.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="dunning kruger, dunning kruger effect, dunning kruger etkisi" border="0" data-original-height="862" data-original-width="1280" height="430" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhwSOU3LnSDuiEag4K0eZbh4IzY7_yMQlu1ecMyxly_ZA31LwxqRGsi9O9uH56EIbiIt5fUmcrLBi0MUvnoq-2h_4FjVBp_Zsvcc0qXpvjJtxUJvj_zmvYz3hHtomRfijibVaWWVM_NiU/s640/Mr_Pipo_Dunning_kruger.png" title="" width="640" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Cehalet ne bilgiyi ne de tevazuyu doğurur. Aksine özgüven ve cesareti doğurur.</div>
<br />
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
Daha önce kaleme aldığım <a href="http://www.masumrobot.com/2014/01/cagn-hastalg-ego.html" target="_blank">Çağın Hastalığı:Ego</a> yazımı hatırlayanlar vardır. Ego(narsizm) ile benzer bir başka hastalıklı terim ise Dunning-Kruger etkisi veya diğer bir adıyla Dunning-Kruger sendromu. Bu sendromun egodan farkı nedir diye sorarsak, aklıma ilk gelen cevap burada bir "karşılaştırma" söz konusu olması. </div>
<h3 style="text-align: justify;">
Dunning-Kruger Etkisi Nedir?</h3>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB7mitcUcZBz3b90yeY20JNvXZ_n4WCLx1K6qxuve9Lv6Mkt9XYugt-4Inb3ak5_JTMcdOv9uj7BOqFg8K7KG65jcFVCbHIPQOE_XV20Qe7B2hyphenhyphenpJehW52kbDiniRkkT3T0lFfqCKYx30/s1600/dunning-kruger.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="dunning-kruger etkisi" border="0" data-original-height="671" data-original-width="800" height="335" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB7mitcUcZBz3b90yeY20JNvXZ_n4WCLx1K6qxuve9Lv6Mkt9XYugt-4Inb3ak5_JTMcdOv9uj7BOqFg8K7KG65jcFVCbHIPQOE_XV20Qe7B2hyphenhyphenpJehW52kbDiniRkkT3T0lFfqCKYx30/s400/dunning-kruger.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Daha az bilgi sahibi insanların, çok daha fazla bilgiye sahip insanlara göre daha bilgili ve tecrübeli sanmalarına dunning-kruger sendromu denir. Cahil cesareti, özgüven zehirlenmesi olarak da tanımlanır. Cahil cesaretine sahip insanlarda gözlemlenen bazı davranışlar:<br />
<br />
- Bu kişiler öğrenmek için bir adım atmazlar. Çünkü bilmediklerini bilmezler.<br />
<br />
- Gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görmekten acizdirler.<br />
<br />
- Çocukların anne-babalarından daha iyi bildiklerini düşünmeleri durumunda ebeveyn çatışmalarına neden olabilir.<br />
<br />
- Etraftan duydukları bir kaç bilgi ile, evrim/biyolojiden tutun tarih, siyaset ve uzay bilimleri başta olmak üzere bir çok konuda uzman olduklarını düşünürler. Bilgilerini sorgulayan veya düzeltmek isteyenleri dinlemezler. Örnek: evrim yoktur, dünya düzdür...vb.<br />
<br />
- Bazen de bilgiyi aşağılarlar. Onlar göre kariyer yapmak, dil öğrenmek, araştırma yapmak veya en basitinden -en basitinden diyorum çünkü herkesin istisnasız yapması gerek bir şey- kitap okumak gereksiz şeylerdir. Örnek: "Mars'a gitmeye ne gerek var. Bana sorsunlar söyleyeyim.". "O kadar okuyup da ne yapacan. Aristo mu olucan"</div>
<div style="text-align: justify;">
<div>
<br /></div>
<div>
Bununla birlikte bu cesaret bazen başarının anahtarı olabiliyor. Cahillerin daha girişimci bir ruha sahip olduklarını görürüz. Çünkü tecrübeli veya dahi insanlar bir girişimde risklere odaklanırken, cahil cesaretine sahip kişi sadece sonuca -meyvesine- odaklanır.</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipg8ehs7YKIKURNS5YKVsqY_DDPkk6sbYZITTloYI_mdcwD5QnuIqsOtmDWeJcE3vk_u0JI4kDEbsZnPXCMJ8i4maLGpRZ1DzrJvHWdsqe61zuLsWSCuZFcPB7d19849lwwSABKmvZcX4/s1600/bertrand-russell-sozleri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="bertrand russel" border="0" data-original-height="475" data-original-width="950" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipg8ehs7YKIKURNS5YKVsqY_DDPkk6sbYZITTloYI_mdcwD5QnuIqsOtmDWeJcE3vk_u0JI4kDEbsZnPXCMJ8i4maLGpRZ1DzrJvHWdsqe61zuLsWSCuZFcPB7d19849lwwSABKmvZcX4/s400/bertrand-russell-sozleri.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<div>
<br /></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
Buna karşılık zeki insanlar sürekli şüphe içindedirler ve bilgilerini yetersiz görürler. Her zaman tamamlamarı gereken eksikleri vardır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Nasıl ki cahil cesareti -veya özgüven zehirlemesi diyelim-, çoğu kez rahatsız edici bir durumsa, aynı şekilde nitelikli insanların bir köşede suspus olması da sorundur. Mütevazilik yapalım derken meydanları bu sendroma sahip insanlara bırakmış olurlar. Belki biraz acımazsızca olacak ama, bazen hakeden insanı ezmekte fayda vardır. Çünkü virüs gibi yayılan bir hastalıktır.<br />
<br />
Şu notu eklemekte fayda görüyorum. Kendinizden biraz cahil bir insanla karşılaştığınızda, kendinizi kurtardığınızı, o çemberin dışında olduğunuzu düşünmeyin hemen. Her zaman gelişime açık noktalarınız vardır. Siz de başkaları için yeterince bilgili olmayabilirsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/ARpX5EGVQ0Q/0.jpg" frameborder="0" height="390" src="https://www.youtube.com/embed/ARpX5EGVQ0Q?feature=player_embedded" width="480"></iframe></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-44828340914308936482017-08-24T16:19:00.000+03:002017-08-25T15:28:43.247+03:00Plazalardaki Taht Oyunları<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPer2CVYf2Bf5IEw8Pk6_pxFBnr21Ln1TZTIMCP1gzxSHcjX40UmEyxyjmxymxZNsNDVbWcmdP5jPQ0v8ljiwL4GcPSaJidChvjOw6KU5hGdHhANOO5OrK_diyFqFiEH3JAsb9f0scjCU/s1600/chess2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="chess, business life" border="0" data-original-height="1071" data-original-width="1600" height="428" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPer2CVYf2Bf5IEw8Pk6_pxFBnr21Ln1TZTIMCP1gzxSHcjX40UmEyxyjmxymxZNsNDVbWcmdP5jPQ0v8ljiwL4GcPSaJidChvjOw6KU5hGdHhANOO5OrK_diyFqFiEH3JAsb9f0scjCU/s640/chess2.jpg" title="" width="640" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Gelin dürüst olalım ve itiraf edelim : Plaza hayatında başarının yolu sadece çok çalışmak veya yaratıcı olmaktan geçmiyor. Bu yolda onlarca parmatre rol alıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a>Bu parametrelerden bazıları haklı olarak varlar. Sadece iş hayatında değil, hayatın her aşamasında avantaj sağlayabilecek özelliklerdir. Mesela güçlü iletişim. Güçlü iletişim olmadan lider olamazsınız. Sonuca varamazsınız.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela büyük resmi görmek. Göremediğiniz sürece sadece kendi çemberinizle sınırlı kalıp, o alanı kurtarırsınz. İnsanlar ancak o alana girme ihtiyacı hissettiğinde sizi kaale alır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela pozitif olmak. Kimse negatif kişilerle çalışmak istemez. "Yapılamaz" söyleyeceğiniz son cevap olmalı. En zorlu iş için bile ya "zamana ihtiyaç var" ya da "bunu tekrar değerlendirelim" denmeli.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXaPShIT67kOS5envNtaUKhwjiAACeOsdh_d6A4b2GgymMJ6lJVZ5Fc7knljl2Vjna8MYlGGzaRqg8lB4I5PPFYqSaq-ojBb2e4cN2DfJf7TgYVnJN_CCOHjm0ln1wulVv9G7mS8palq0/s1600/business_life.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="412" data-original-width="605" height="271" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXaPShIT67kOS5envNtaUKhwjiAACeOsdh_d6A4b2GgymMJ6lJVZ5Fc7knljl2Vjna8MYlGGzaRqg8lB4I5PPFYqSaq-ojBb2e4cN2DfJf7TgYVnJN_CCOHjm0ln1wulVv9G7mS8palq0/s400/business_life.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bunların yanında bir de, bizleri yoran, üzen, strese sokan ve motivasyonun düşmesine olan parametreler vardır. Bunlara ister "ayak oyunları" diyin, ister "taht oyunları". Plazada çalışıp da bunlarla yaşamayan insan çok azdır ve şanslıdır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela güzel bir fikrinizi ekibinizle paylaştınız. Bu bir problemin çözümü de olabilir. 2 hafta sonra ekip toplantısında biri cümlesi cümlesine aynısını tekrarlayıp kendi fikriymiş gibi sunarsa şaşırmayın. Plaza hayatında normaldir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela bir konuda çok uzmansınızdır. Bunun bilinmesine rağmen, öne çıkmanızı engellemek için sizi rakip olarak gören veya sevmeyen bir iş arkadaşınız, alakasız birini uzman olarak refere edebilir. Plaza hayatında normaldir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela farklı olduğunuz veya biraz başarı ile öne çıktığınız zamanlarda dışlanabilir, görmemezlikten gelinebilirsiniz. Bu da çok normaldir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela bir proje ekibiyle birlikte güzel bir iş çıkarmışsınızdır. Sizin de epey emeğiniz vardır. Ama kulis çalışmalarını çok seven bir arkadaş yöneticilere yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatarak neredeyse tümü emeğin üzerine oturabilir. Bu da çok doğal bir şeydir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eminim sizin de eklemek istediğiniz "mesela" larınız vardır. Varsa çekinmeyin, söyleyin. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşin ilginç yanı şu ki; plaza da kimlerle sohbet etseniz aynı dertlerden yakınırlar. Peki herkes aynı şeylerden dert yanıyorsa kimdir bunları yapan?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-38600843862767061912017-06-13T17:55:00.000+03:002017-06-13T18:01:45.559+03:00Beyaz Yakalıyı Oyalama Sanatı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSpPASlOJDNa_Ei3D2k7nMzcbYgOyKlLfTmN0gQzRp1XvO3vIaZoCX1ZlIKDNdv7UTQPGJe85eETiFRwI8uiXXfE4VskyLyG5WX4alZF-CU89T-E7juqXnlcUk484ZDkT1dcENwQZqeCA/s1600/golden-cage-surrealism.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="808" data-original-width="1000" height="516" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSpPASlOJDNa_Ei3D2k7nMzcbYgOyKlLfTmN0gQzRp1XvO3vIaZoCX1ZlIKDNdv7UTQPGJe85eETiFRwI8uiXXfE4VskyLyG5WX4alZF-CU89T-E7juqXnlcUk484ZDkT1dcENwQZqeCA/s640/golden-cage-surrealism.jpg" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İş hayatı acımasızdır. Kanunlar çalışandan yana gibi görünse de genelde işveren lehine ile sonuçlanır. Mobbing dersin, ispatlayamazsın; haksızlık var dersin anlatamazsın; motivasyonun düşmüştür performansı düşük derler. İşin içine bir de rekabet, ayak oyunları falan girince hep diken üstündesindir. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a>Bu durumda işverenler, çalışmak istemediği işçilerle(beyaz yakalılar da dahil) yollarını bir sebeple ayırır. Bu sebep ekonomik krizden, performans düşüklüğüne, ekip uyumsuzluğundan şirket küçülmesine kadar herşey olabilir.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bununla birlikte madalyonun bir yüzü daha var. Çalışanın da mutlu olmadığı veya daha iyi kariyer fırsatları yakaladığı için ayrılmak istediği durumlar olabiliyor. Bu durumda düşünmesi gereken işveren oluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Faydaların(Benefits) Zamana Yayılımı</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşverenler bunun için genelde çalışanının motivasyonunu artırmaya odaklanır. Motivasyon da diyince akla ilk olarak benefitler(ek faydalar) ve unvanlar(title) gelir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ama eğer tüm bunları bir defada vermeye kalkarsa, geriye kalan zamanda çalışanların ayrılma istekleri bir şekilde tetiklenebilir. O nedenle çoğunlukla bu faydalar yıla veya yıllara yayılır. Mesela, tam ayrılmayı düşünürsün prim zamanı yaklaşıyordur. Prim tatmin etmiş veya etmemiştir ama bir kaç ay sonra bu defa da zamlar yaklaşacaktır, o beklenir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5 yılı tamamladıktan sonra ayrılmak istediğinde, yıllık izninin 14 güne geri döneceği aklına gelir. Arkasından terfi umutların olur. Biraz daha ileriki yıllarda da "kıdem tazminatım yanacak" diye düşünürsün. Ve sonunda çalıştığın yer artık senin -altından da olsa- kafesindir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu şirketlerin önemli bir taktiğidir. Çalışana zararları ise, içinde bir girişimcilik ruhu varsa bunun ortaya çıkmasını engellemesi ve daha iyi olabilecek yeni fırsatlara yeterince odaklanamamasıdır. Bunun farkındalığına varıp, yılda en azından bir kez oturup mevcut durumu gözden geçirmek ve yeni fırsatları arada bir kolaçan etmek çok önemlidir. Bazen bekledğiniz faydalar, yeni fırsatların yanında çok küçük kalır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-63316738195930883972017-05-30T22:45:00.001+03:002017-05-31T07:11:47.736+03:00Kitaptan Koleksiyon Olur mu?<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP49LpYCaeVP1qKJnylvsa-9AlvadD8_0FvGqY5_lEtfLutVwwQDTYQXSij-_PoIavbb68-jgdjMd4PqrZFkRet8RMvIKslmHNpuQzwTqt91ylDcO1J-WRUrbd0XwQ5O6_-LOPQgfxBso/s1600/surrealism-books.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="784" data-original-width="800" height="391" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP49LpYCaeVP1qKJnylvsa-9AlvadD8_0FvGqY5_lEtfLutVwwQDTYQXSij-_PoIavbb68-jgdjMd4PqrZFkRet8RMvIKslmHNpuQzwTqt91ylDcO1J-WRUrbd0XwQ5O6_-LOPQgfxBso/s400/surrealism-books.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Eminim bir çoğumuz, okumuş da olsak, okumamış da olsak hatta belki de hiç bir zaman okumayacak olsak da elimizdeki kitaplara sımsıkı sarılırız. Onları güzel kitaplığımızda özenerek dizer, bir koleksiyon gibi davranırız. Birisine ödünç verirken içimizden "umarım çok yıpratmaz veya unutturmaz" deriz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kitapların bir koleksiyon gibi davranılması konusunda ben çok emin değilim. Sebeplerine gelince: <br />
<br />
- Okuduğunuz bir kitabı ikinci kez okuma ihtimaliniz çok düşüktür. Çoğunlukla kitaplıkta sadece bir görüntü olarak hayatına devam eder.<br />
<br />
- Bir koleksiyon parçası olacağına, neden okunması için birine verilmesin veya bir yere bağışlanmasın ki?<br />
<br />
- Minimalist yaklaşıma terstir. Evde gereksiz yer kaplayan eşya olmamalıdır</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İtiraf etmeliyim ki benim de bir kitaplığım var. Ancak bu küçük kitaplığımda her zaman bir sirkülasyon vardır. Yenilerine yer açılması için okuduğum kitapları ya çok ucuza Letgo dan satmayı denerim, ya birine okuması için veririm(çoğunlukla) ya da elimde kaldıysa bir yere bağışlarım. Böylece yenilerine yer açarım. Yenisinden kasdettiğim illa da satın alma olacak değil. Ben de bir başkasından alabilirim. Kitaplar paylaşılmak içindir. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sadece referans olabilecek veya ikinci kez okuma ihtmalimin yüksek olduğu kitapları elimde tutmaya devam ederim. Onlar da azınlıktadır çünkü okurken sık sık önemli yerleri not alırım. İhtiyaç halinde kitaba geri dönmek yerine notlarıma bakarım.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Siz de eğer kitaplarınıza aşıksanız, bir koleksiyon gibi tutuyorsanız, bir de bu gözle bakmanızı tavsiye ederim. Hemen dağıtın demiyorum ama değerlendirin:)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
<div>
<br /></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-45109004781668029412017-05-07T22:32:00.000+03:002017-05-07T22:32:47.818+03:00Her Daim Hazır ve Nazır Çalışanlar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg06gGDKnr53EOHibHCfEiA7MAcSFpg9PtKRZAMPbrkqIGSrt5ZlnAHjxsj18oPEpjPwyPVIhJDnNReCENCBDB7Gu4EiloZwolV6OVM4VW9oI1OmDTStzmrEdp23Vp0js0lkF5ZhxVyC0A/s1600/surrealism_capitalism_worker.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg06gGDKnr53EOHibHCfEiA7MAcSFpg9PtKRZAMPbrkqIGSrt5ZlnAHjxsj18oPEpjPwyPVIhJDnNReCENCBDB7Gu4EiloZwolV6OVM4VW9oI1OmDTStzmrEdp23Vp0js0lkF5ZhxVyC0A/s400/surrealism_capitalism_worker.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dünyanın neresine giderseniz gidin tüm şirketler bir zaman açlığı çeker. Hepsinin bir hikayesi vardır. Üst yönetimin baskısı, rakipten önce piyasaya çıkma, daha fazla üretim, ekonomik koşullar...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu durumda yöneticiler rutin olarak çalışanlarına aşırı iş yüklerler. İş saatleri dışında da çalışmalarını beklerler. Son dakika ricaları gönderirler. Yöneticinin direk baskısı dışında, bir de performans notu gibi dolaylı olarak gelen baskı vardır. Çalışan rekabette geri kalmamak için daha çok çalışmak zorundadır. Hafta sonu bir gece vakti yanıtladığı bir e-mail prim yapacaktır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çalışan bu taleplere cevap verebilmek için, geç saatlere kadar çalışır, bazen şirkete erken gelir, 7 gün 24 saat maillerini kontrol eder. Çalıştığı yetmezmiş gibi bir de bunu gösterebilmek için yollar arar. Kaba deyimle kendini satmaya çalışır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu baskılar organizasyonların "<b>ideal çalışan</b>" yaratma çabasıdır. Tarih boyunca değişmedi. 200 yıl önce iş hukuku yoktu ve çalışma koşulları ağırdı diye günde 12 saat çalışan fabrika işçilerine üzülürüz, ama kendimizin de aynı döngüye girdiğimizin farkında olmayız. Bir plazada çalışan beyaz yakalı olmanız hiç bir şeyi değiştirmez. En fazla daha fazla starbucks kahvesi içiyorsunuzdur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Peki insanlar bununla nasıl başedebiliyor? Bir yandan ideal çalışan olmak zorunda, diğer yandan da yaşamındaki diğer parçalar dediğimiz aileye, hobilere, kurslara, kültürel ve sportif aktivitelere ve seyahatlere zaman ayırmak ister. Bunun cevabı tam olarak bilinmiyor. Genelde önceliklerine göre bunların bazılarından feragat edilir. Ancak bu geçici çözümdür, yazılım dünyası diliyle bir yamadır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir diğer çözüm ise çok çalıştığını gösterir dalaverelerdir. Ekip halinde yapılmış bir işin tümünü sahiplenmeye çalışmak, toplantılarda susmamak(ben herşeye hakimim), yöneticiyle sürekli iletişim halinde olmak, rakip olarak gördüğü takım arkadaşına mobbing yapmaya çalışmak, mesai saati içerisinde oyalanıp kişisel işlerini yaptıktan sonra mesaiye kalıp çok çalıştığını göstermek.. Elbette etik olmayan bu adımları çözüm olarak göremeyiz, görmemeliyiz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bence "<b>ideal</b>" çalışanın yeniden tanımlanması gerekiyor. İdeal çalışan %90 verimle 8 saat çalışmış kişi mi yoksa %60 verimle 12 saat çalışan mı? Tamamen iş hayatına odaklı çalışan mı yoksa iş dışı renkli uğraşları da olan mı? Verilen işi problemsiz vaktinde tamamlayan mı yoksa yaırm yamalak aynı anda (paralel) 3 işi yapan mı? Sadece kel, gömlek giyen ve dijital sesi olanlar mı yönetici olabilir yoksa sağlam iş çıkaran yırtık kot giyenler de mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-43010718188372951882017-02-18T15:03:00.004+03:002017-02-18T15:18:46.331+03:00Dijital Şiddet<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiloM6imnkBcRGcfxXK60eWBwcENFVNIbNzn4gYqko_ptUc73m9PHMGEkxJMbfT3wOpRQ8lgm7DFdyozOJuu2J3pY6VtUWHszvnirt8-7iK06e2wHszDLwRp1H4ZBrUiLmEVT60NHXUd14/s1600/selfie.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="426" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiloM6imnkBcRGcfxXK60eWBwcENFVNIbNzn4gYqko_ptUc73m9PHMGEkxJMbfT3wOpRQ8lgm7DFdyozOJuu2J3pY6VtUWHszvnirt8-7iK06e2wHszDLwRp1H4ZBrUiLmEVT60NHXUd14/s640/selfie.jpg" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yeni bir şiddet türü ortaya çıkıyor. Aslında pek yeni de sayılmaz. Dijital çağ başladığından, özellikle sosyal medya yaygınlaştığından beri bu şiddet vardı. Ama çok az dile getirildi. Bunda şiddeti uygulayan kişilerden çekinmenin etkisi büyük.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Masum gibi görünen şiddetlerden bazıları:<br />
<br /></div>
<ul>
<li><b>Kiminle arkadaş olup olamayacağınızın söylenmesi:</b>
Size, kiminle arkadaş olup olamayacağınızı söylüyorsa, bazı arkadaşlarınızı silmenizi talep ediyorsa veya direk kendisi siliyorsa bu bir dijital şiddettir. Çiftler arasında yaygındır. Sıkıntının oluştuğu platformlar: Telefon rehberi, facebook, instagram, hatta LinkedIn...</li>
</ul>
<br />
<ul>
<li><b>Sosyal medya hesabına ortak olmak istemesi:</b> En rahatsız edici şiddettir. Sosyal medya şifrenizi isteme veya çalma yolları bulması; bunun sonucunda hesaplarınızı kullanmak istemesi bir diğer dijital şiddettir. Söylemeye gerek yok, birbirine güven problemi yaşayan çiftler arasında yaygındır. Ortak kullanılan hesapları bundan hariç tutabiliriz. Sıkıntının oluştuğu platformlar: facebook, instagram, twitter... </li>
</ul>
<br />
<ul>
<li><b>Sürekli mesaj atılması veya arama yapılması:</b> En itici dijital şiddettir. Karşılık vermediğinizde aranmaların ve mesajların daha da artması rahatsız edici bir tacizdir. Sıkıntının oluştuğu platformlar: telefon, sms, whatsapp, .... </li>
</ul>
<br />
<ul>
<li><b>İstenmeyen şeylerin paylaşılması:</b> Hoşunuza gitmeyecek veya sizi utandıracak şeylerin paylaşılması. Mesela çirkin çıktığınız bir fotoğrafınızın uyarmanıza rağmen paylaşılması ve etiketlenmeniz. Veya özelde mesajlaşmak, konuşmak varken direk duvarınıza tuhaf şeyler yazılması. Sadece arkadaşlarınız değil Facebook'u yeni keşfeden göbekli dayınız veya sürekli Mevlana'nın sözlerini paylaşan teyzeniz de bunu yapabilir. </li>
</ul>
<br />
<ul>
<li><b>Telefonunuzun karıştırılması:</b> Sizi kontrol etmek için arama, mesaj ve fotoğraflarınıza bakılması. Sizden sürekli konumunuzun gönderilmesini istenmesi birer dijital şiddettir.</li>
</ul>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgp9ftN4QxYZxhg-Vl474nObQVcIra_mxlyNbl4FqzyxicpB2qO2m7VGItahIUGgho9sexer7ex3Ym5agHRC1eM3eq1Navb3165CV6Gio6A_7qGU8BF4-WaKITX6fcdHOq1XDaLXqtHmn4/s1600/dijital-%25C5%259Fiddet.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="dijital şiddet, sosyal medya, sosyal medyada baskı" border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgp9ftN4QxYZxhg-Vl474nObQVcIra_mxlyNbl4FqzyxicpB2qO2m7VGItahIUGgho9sexer7ex3Ym5agHRC1eM3eq1Navb3165CV6Gio6A_7qGU8BF4-WaKITX6fcdHOq1XDaLXqtHmn4/s400/dijital-%25C5%259Fiddet.JPG" title="" width="266" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-weight: normal;">Dijital şiddetin eş, dost, akraba, sevgili bahanesiyle sizlere uygulanmasına izin vermeyin. Bunların yapılmasıyla bu bağların kuvvetlendiği görülmemiştir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-weight: normal;"><br /></span></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-86723993690635866062017-01-07T14:54:00.000+03:002017-01-12T22:52:32.594+03:00Sırf Konuşmuş Olmak için Konuşmak<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYQ3NmL3S6-dYsILcJNsbQW0BTzZtii5aFmSSJbHPNcyVOMwiKLGtKU07qAdTQIYlrYCcCT45DyNBDC6ZHiJtOp8tn6XkRKkMVu4gDVqKC8urzzZ_k7xntce90vNNTOw2nCB1yZrfLaHY/s1600/speak_no_evil_art_print_gothic_surrealism_horror-r35cd1496f2be4a58a49005a7d9379577_aicg4_8byvr_630.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="surrealism, silence, speaking" border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYQ3NmL3S6-dYsILcJNsbQW0BTzZtii5aFmSSJbHPNcyVOMwiKLGtKU07qAdTQIYlrYCcCT45DyNBDC6ZHiJtOp8tn6XkRKkMVu4gDVqKC8urzzZ_k7xntce90vNNTOw2nCB1yZrfLaHY/s400/speak_no_evil_art_print_gothic_surrealism_horror-r35cd1496f2be4a58a49005a7d9379577_aicg4_8byvr_630.jpg" title="" width="326" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hepimizin düştüğü bir tuzaktır. Ama bazı meslek dallarında çok daha belirgindir. Mesela teknik direktörler. Maçı kaybetmiştir veya kazanmıştır, önünde bir mikrofon beliriverir. Bir takım analizler yapmak, bir şeyler söylemek zorunda hisseder kendisini. Halbuki iyi oynamışsa yenmiştir, kötü oynamışsa maçı kaybetmiştir. Bu kadar basit. Sadece "Özetle maçı kaybettik" dese yeterli aslında.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><span style="text-align: justify;">Güzellik yarışmalarında finale kalan güzeller. Kendilerine ödül verilecek. Niçin? Cevabı çok basit: Güzel oldukları için. Lakin o mikrofon ona da uzanıyor ve bişeyler söylenmesi bekleniyor. Başlıyor dünyada barışı arzuladığını veya anne babasına olan minnettarlığını anlatmaya.</span><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Akademik çevrelerde ve iş hayatında da sıkça rastlanır. Kişiler tecrübesi olmadığı, bilmediği konularda bile bunu belli ettirmemek için, herhangi bir katkısı olmayacak cümleler sarfetmeye. Bu arenada ben de varım, aslında bir bilgim olmasa bile.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Tarih, coğrafya, siyaset, ekonomi konularına hiç girmiyorum bile. Bu alanlar bitmiş durumda. Konuşma, kendini ifade etme fırsatını yakalama konusunda, bilenlerin bilmeyenlere karşı mağlup olduğu ülke meseleleri...<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sırf konuşmuş olmak için konuşmak genelde bilgisizliği maskeleme amaçlıdır. Konuşan da ne bahsettiğini bilmez, bir noktaya varamaz. Dinleyenler ayıp olmasın diye başını hafiften bir sallar ve kaldıkları yerden devam eder.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Düşüncelerinizde olduğu gibi konuşmalarınızda da berrak olun. Faydası olacağını düşündüğünüz şeyi evirip çevirmeden net ifade edin. Basit olsun. Bu hem duruşunuzun zedelenmenmesini engeller hem de zaman kaybını önler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mark Twain'in sözüyle meseleyi kapatalım:"Diyecek bir şeyin yoksa bir şey deme."</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-85779533336846910702017-01-03T21:25:00.005+03:002017-01-12T22:51:26.303+03:00Motivasyon Aracı Olarak Ünvanlar<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjek_CQObvxASKIbL_jD-WlQUGs8eudhy40gRJKKVn1mIgGODlOYrOQMnOteyWsOn9cyo5nod9AK-ZwApGDgBRpBXuXqyhIK1MYcOcqT3V_vI7lyPYr-uv4tPYJ96gt763VesmuAwWetMA/s1600/1d180de131518424259a264578e609d4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="surrealism, title, work life" border="0" height="328" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjek_CQObvxASKIbL_jD-WlQUGs8eudhy40gRJKKVn1mIgGODlOYrOQMnOteyWsOn9cyo5nod9AK-ZwApGDgBRpBXuXqyhIK1MYcOcqT3V_vI7lyPYr-uv4tPYJ96gt763VesmuAwWetMA/s400/1d180de131518424259a264578e609d4.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Son zamanlarda ilk kez duyduğumuz, çeşit çeşit ünvanlar(plaza diliyle title) ortaya çıkmaya başladı. Artık en küçük ölçekli firmalar bile, klasik acemi(junior), tecrübeli(senior), uzman(expert) ve yönetici(manager) ünvanlarıyla kendilerini sınırlamıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu kadar çeşit ünvan üretilmesinin altında ben şu sebepleri buluyorum:</div>
<div style="text-align: justify;">
<ul>
<li><b>Motivasyon: </b>İnsanımız title'a (unvana) çok önem verir(egosu yüksek insanlarda bu önem daha büyüktür). Bunda başta linkedin olmak üzere sosyal medyanın da etkisi büyüktür. Maaş veya diğer benefitlerinde bir pozitif değişim olmasa bile, havalı bir ünvanla motive olabiliyor. Aynı işi yapmaya devam etse bile şirketteki pozisyonunun yükseldiğini düşünür. Bu durum şirketlerin de işine gelir. Yeni bir gider kalemi oluşmadan veya mevcut gider yükselmeden çalışanının motivasyon ve enerjisini artırmış oluyor.</li>
</ul>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhla3kthu4-L_W8CHEfVRpJ_C3A2wqZAmWCo2-2ctNXB7k4SgsnDXkl1dmnMNh4Qy1UmK83FWDhm-Uw3ZK3GDv29zSdszXCVUANG8yftTuNhCsr515YvdXHCvoMgonk-h_ZQUNvZFXSyw/s1600/%25C3%25BCnvanlar.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="325" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhla3kthu4-L_W8CHEfVRpJ_C3A2wqZAmWCo2-2ctNXB7k4SgsnDXkl1dmnMNh4Qy1UmK83FWDhm-Uw3ZK3GDv29zSdszXCVUANG8yftTuNhCsr515YvdXHCvoMgonk-h_ZQUNvZFXSyw/s400/%25C3%25BCnvanlar.JPG" width="400" /></a></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<ul>
<li><b>Yeni ünvan ihtiyacı: </b>Bazı ünvanlar vardır ki, o çalışan için biraz yetersizdir. Sahip olduğu pozisyon onu artık mutlu etmiyordur. Ama bunun yanında bir üst ünvan ya fazla üst olabiliyor ya da onun için açık pozisyon olmayabiliyor. Şirketin yeniden yapılanması bile gerekebilecektir. Mesela birini yönetici yapmak demek, yeni bir takım oluşturmak anlamına gelebiliyor. Buna çözüm olarak "ara" ünvanlar yaratılır. Mesela, junior ile senior arasına medior ünvanı yaratmak veya yöneticilik yerine teknik liderlik vermek gibi.</li>
</ul>
<ul>
<li><b>Şirketin daha saygın ve büyük görünmesi: </b>İtiraf edelim. Bir şirkette ne kadar çok havalı ünvan duyarsak, o şirket gözümüzde daha büyük görünür. Öyle ki küçük şirketlerde her kişi için farklı bir ünvan olabiliyor. Veya 5 kişinin çalıştığı bir start-up(yeni oluşum) şirketinde kurucunun kendini her yerde CEO olarak tanıtabiliyor.</li>
</ul>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
</div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-49400385313974353822017-01-02T20:19:00.000+03:002017-01-12T22:50:15.533+03:00Başarı Hikayelerindeki Sıkıcılık<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg99h5-nE4nTa7VfBfbQWoFVdjFqsqE19IJFK-N0GtMwn2GW70X7pZqgBkExc07eZYm6zruzsnq-N3yKnWxmXGIF5OfPxyaOsHIHudm1iKUuPUeX-iBucjIlHH2n_oSkGwtdx0pE8_A1rw/s1600/68472242-surrealism-wallpapers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="surrealism, sucess" border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg99h5-nE4nTa7VfBfbQWoFVdjFqsqE19IJFK-N0GtMwn2GW70X7pZqgBkExc07eZYm6zruzsnq-N3yKnWxmXGIF5OfPxyaOsHIHudm1iKUuPUeX-iBucjIlHH2n_oSkGwtdx0pE8_A1rw/s400/68472242-surrealism-wallpapers.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Kişisel gelişim kitaplarına ve seminerlerine insanoğlu bir nebzeye kadar tahammül edebiliyor. En kötü ihtimal bir kaç not alabilir veya unuttuğu bir şeyi hatırlatmasına yardımcı olabilir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Lakin başarı hikayeleri acayip sıkıcı be. Yok bundan 4 yıl önce datalarımızı bilmem nerde saklıyorduk bugün herşeyimiz bulut sisteminde yönetiliyor. Yok Apple'ın dokunmatik ekrana girişiyle ortalığı ayağa kaldırması, yok pazardaki %15 payımızı 2 yılda nasıl %21 e çıkardık falan filan. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bana bir şeyler göstermeye çalışıyorlar gibi değil de, şirketlerinin, kendilerinin veya kullandıkları ürünlerin reklamlarını yapıyorlar gibi gelir. Bir gün not aldığımı veya kendimce bir şeyler çıkardığımı görmedim. Bu elbette benim bir eksikliğim olabilir. Ama sıkıcı gelen bir şeyden insan nasıl bir şeyler çıkarabilir ki?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela, yılda bir düzenlenen Oracle seminerlerine bazen katılırım. Seanslardan birinde başarı hikayesi başladığı anda arkadaşlar kaç kaç yaparız. Dağıtılan promosyon ürünlerle ilgilenmek çok daha cazip gelir.<br />
<br />
Siz başarı hikayelerinden ilham alabiliyor musunuz? Veya sizi motive ettikleri oluyor mu?<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2017 masumrobot.com</b></div>
<br />
<br /></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-49032055655188536342016-06-25T23:35:00.001+03:002019-05-25T12:21:04.152+03:00Sokrates Yöntemiyle Tartışma<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidYtGeFt15nmnnxJJ1r4VHJJNdg3pb-5u9-yDy3698ui2AIX7WaRWNQIRzSdOeMowUvT9NA2mzXnmqH4aKFcaZStMfC3AppWDDgHKPJYbkP2A7kx7A7ehqfgKvlzIN4ysWyAosZsfEDJE/s1600/sureralism-ear-listening.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="surrealism, sürrealizm" border="0" height="273" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidYtGeFt15nmnnxJJ1r4VHJJNdg3pb-5u9-yDy3698ui2AIX7WaRWNQIRzSdOeMowUvT9NA2mzXnmqH4aKFcaZStMfC3AppWDDgHKPJYbkP2A7kx7A7ehqfgKvlzIN4ysWyAosZsfEDJE/s400/sureralism-ear-listening.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Atina doğumlu Yunan filozof <b>Sokrates </b>için, felsefe tarihinin en etkili filozoflarından biri dersek herhalde abartmış olmayız. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kendisinden önceki filozoflar daha çok doğa üzerinde yoğunlaşmışlarken, kendisi insan ve topluma odaklanmış. Bir nevi felsefede geçiş dönemini yaratmış.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><span style="text-align: justify;">Sokrates deyince çoğumuzun aklına muhtemelen ilk gelecek olan ünlü sözü "Bildiğim tek şey, hiç bir şey bilmediğimdir." olacaktır. Mesela, tanrının varlığına olan yaklaşımı şu şekildedir: Tanrılar hakkında bir şey bilmeme imkan yok. Çünkü pek çok şey böyle bir bilgiyi engelliyor. Konu çok zor ve insan ömrü çok kısa. Bu gün bu yaklaşıma teolojik anlamda </span><b style="text-align: justify;">agnostisizm</b><span style="text-align: justify;">, bu yaklaşıma sahip insanlara da </span><b style="text-align: justify;">agnostik </b><span style="text-align: justify;">diyoruz. </span><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sokrates'in bu yaklaşımı, kendisnin sürekli bir öğrenme periyodu içerisinde bulunduğunu gösteriyor. O şartlarda sahip olduğu bilgiler, bugün bir insanımızda olsa eminiz egosu tavan yapmıştı, bir sohbet veya tartışma ortamında susturamazdık. Zira, insanımızın susmaması için, duyduğu bir haber, okuduğu bir gazete veya tarihi öğrendiğini sandığı bir dizi yeterli.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bunu yanında Sokrates, insanlara bir şeyler öğretmeye veya anlatmaya çalışmazdı. Daha çok dinlerdi, sorular sorardı. Zayıf noktaları ve açıkları bulup tekrar sorardı. Bu şekilde karşısındaki kişiye bir şeyler öğretmeye ihtiyaç duymadan, kişinin kendi kendisinin doğruyu bulmasını sağlardı.<br />
<br />
O önce başkasının belleğindeki yalan yanlış bilgileri, düşünülmeden oluşturulmuş ve çoğu önyargı niteliğinde olan bilgileri yok etmeye çalışır, bu yolda özellikle kavramların yanlış ve eksik içeriklerini ortaya çıkarmak için çaba gösterirdi. Bunun için kişiye alaycı denebilecek bir havada sorular sorar, neredeyse sora sora onu bıktırır yorar bunaltır, sonunda pes ettirirdi: onu yetersizliğine, işin doğrusunu bilmediğine inandırırdı. *</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dinlemek, aynı zamanda karşınızdaki kişinin savunma moduna geçip, kendisini tekrarlayan cümleler kurmasını ve daha fazla agresifleşmesini de engeller.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Futbol, siyaset, kadın-erkek ilişkileri, dinler, tarih... ve daha nice bir yere varılamayan tartışma konuları. Karşınızdakinden 100 kat daha fazla bilgili olduğunuzdan emin olsanız bile, onun fikrini değiştiremeyeceğiniz çoğu zaman beklenen durumdur. Karşı cevap vermek yerine, dinleyin. Ona sorular sorarak, vereceği cevaplarla kendisiyle çelişmesini veya söylediklerinin tutarsız olduğunu farketmesini sağlayın. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
* Bilim ve Gelecek dergisi, sayı: 181</div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2013-2016 masumrobot.com</b></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";"><br /></b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3289837086650013332.post-44970290104774668602016-06-17T01:44:00.001+03:002017-01-12T22:47:34.820+03:00Diyalektik Gelişim<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjG9Okubsg4aogcHRUcYHspdEDQHfSdg8uO4gUQI6FVN5R2bs8ZQY-oXRZjY7iQLhmTzITfetnLyZjZ68OqVGWoil9hbpf8Aled96T3oCtQWBztf370mKYEpqMilqNkSpp7xrOMOuy430o/s1600/Surrealism_dialectic_materialism.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="surrealism, marx, hegel, marksizm" border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjG9Okubsg4aogcHRUcYHspdEDQHfSdg8uO4gUQI6FVN5R2bs8ZQY-oXRZjY7iQLhmTzITfetnLyZjZ68OqVGWoil9hbpf8Aled96T3oCtQWBztf370mKYEpqMilqNkSpp7xrOMOuy430o/s400/Surrealism_dialectic_materialism.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Felsefe ve felsefe tarihi uzmanlık alanım olmadığından çok bilgiliymişim gibi davranmamaya çalışacağım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<a name='more'></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Şüphesiz Hegel'in felsefe tarihinde apayrı bir yeri vardır. Ona göre hiç bir bilgiyi kesin olarak doğrulayamayız. Bir şeye doğru veya yanlış dememiz büyük oranda bulunduğu döneme bağlıdır. Yani doğruları ve yanlışları belirleyen tarihdir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Örneğin 2000 yıl önce kölelik çok normal bir şey iken, 2000'li yıllarda köleliği savunursanız gülünç duruma düşersiniz. Gerçi 2000 yıl önce de bunun yanlış olduğunu savunan ileri düşünceler dile getiriliyordur. Ama bu düşünceler, çoğunluk karşısında eziliyordu. Mesela Galileo Galilei gibi ünlü bir fizikçi, dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü iddia edince kilise tarafından neredeyse idam edilecekti.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bundan 100 yıl önce, ormanların yakılıp kesilerek inşaatlar yapılması normal karşılanırken, bugün doğanın ve ekolojinin önemini kavrayan insanoğlu, bunu halen yapmaya çalışanlara karşı direniş sergiliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hegel'e göre insanlar hep yeni şeyler düşündüğünden "ilerici" konumundadır. Yani tarih ilerledikçe insanlar daha doğruya ulaşır. Mesela bir diktatör çok değil, 20 yıl önce %80-90 civarında halk desteği alırken bugün aynı halk veya çocukları ona lanetler okuyabiliyor. Benzer şekilde, daha önce insanların da etkisiyle inanç biçimlerinde veya dinlerde yer alan mantıksızlıklara biat edilirken, bugün bunlar sorgulamanya başlıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4CriB9IHPNPBG-Yuin8mYizMlrqqsKFhuLXiR5lo__f4CJSAk3xgmo7Rhuv5gOKVdB7N0r28hbVkuTgU4OfX4k7s4LfzGWRj_2ILqBHmgP5vY-ZP4GmXkhNtytJyIhURmxRFJdfjkWQ8/s1600/surrealism_human_prople.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="275" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4CriB9IHPNPBG-Yuin8mYizMlrqqsKFhuLXiR5lo__f4CJSAk3xgmo7Rhuv5gOKVdB7N0r28hbVkuTgU4OfX4k7s4LfzGWRj_2ILqBHmgP5vY-ZP4GmXkhNtytJyIhURmxRFJdfjkWQ8/s400/surrealism_human_prople.jpg" width="400" /></a></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanoğlunun tarihsel süreç boyunca "ilericiliği" artsa da, karşıt görüşlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Çünkü insanın düşünce yapısının oluşmasında tarihin yanısıra, doğduğu ve büyüdüğü yer, ailesi, eğitimi, çevresi ve zekası gibi faktörler de yer alır. Karşıt görüşlerin ortaya çıkması bazen şiddete bazen de sadece sonuçsuzluğa sebep olabiliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hegel'in bu konudaki çözümü, her iki karşıt yaklaşımın iyi yanlarını alan üçüncü bir düşüncenin oluşturulmasıdır. Sorun ancak bu şekilde çözülebilir. Bunu da <b>diyalektik gelişim</b> olarak adlandırmış. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Gerek toplumsal konularda gerekse de iş hayatında karşıt yaklaşımlar her zaman karşımıza çıkabilir. Bu durumda, tarafların kendi fikirleri üzerinde tıkanıp çözümsüzlüğe gitmesi yerine, mutlaka üçüncü bir düşüncenin yaratılmasına olanak sağlanmalıdır. İster buna hakem diyin, ister arabulucu isterseniz de üçüncü göz.<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";">© 2016 masumrobot.com</b></div>
<div style="text-align: right;">
<b style="font-family: "times new roman";"><br /></b></div>
MasumRobothttp://www.blogger.com/profile/14010817916736026949noreply@blogger.com3