Başlığı gören okuyucuların bir çoğunun içinden "ne alaka" yorumu geçmiştir. Haksız da sayılmazlar. Birazdan aradaki ilişkiy...

Ali İsmail ve The Reader


ali ismail korkmaz, the reader, kate winslet


Başlığı gören okuyucuların bir çoğunun içinden "ne alaka" yorumu geçmiştir. Haksız da sayılmazlar. Birazdan aradaki ilişkiye yavaş yavaş gireceğiz.
Beklenildiği! gibi adalet yerini yine bulmadı. Herkesin görüntülerini kameradan izlediği bir katliamın sanıkları sıradan cezalarla yırttı. Üstelik bir taş atan çocuğa 20 yıl, bir twit atan yazara 5 yıl verildiği için adaletinin çok sert olduğunu sandığımız bir ülkede. Demek ki sertlikte göreceliymiş. Ali'nin katledilmesi devlet için pek "sert" bir suç olmamış.

Sanık polislerden Mevlüt Saldoğan'ın savunmasında sarfettiği cümleler, üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir konu oldu."Kasten adam öldürmekten" müebbet hapis cezası istenen Saldoğan kendini şu cümlelerle savunmuş : "Bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı 'Gezi parkı bir darbedir' diyor. Eğer bu darbeyse ben darbenin bastırılmasında görev aldım."

The Reader filmini izleyenler(izlemediyseniz tavsiye ederim) hatırlar. Filmin esas kızı Alman Hanna(Kate Winslet), yahudi mahkumların bulunduğu bir kilise yanarken kapıyı açmaz ve herkes yanarak can verir. Çünkü o zaman Nazi ordusunda görevli bir gardiyandır. Mahkemede kendisine neden kapıyı açıp insanları kurtarmadığı sorulunca şu sözlerle kendini savunur : "Biz gardiyandık. İşimiz mahkumları gözetim altında tutmaktı. Kaçmalarına izin vermezdik. Kapıları açsaydık karmaşa çıkardı. Nasıl düzeni sağlardık?"
Tıpkı bizim polis Saldoğan gibi. O da düzeni sağladığını düşünüyordu.


Bu şekilde emir kulu olan insanlarda merak ettiğim bir şey var. Eğer bu insanlarda akıl varsa, düşünebiliyorlarsa verilen emrin veya yaptıkları şeyin ne mantığa ne de vicdana dayanmadığını göremiyorlar mı? İnsiyatif almanın ne demek olduğunu, gerektiğinde aklını veya kalbini dinlemesini gerektiğini bilmez mi? En küçük şirketlerde bile, bir çalışan yöneticisinin mantıksız isteklerini geri çevirebilirken, insan canının konu olduğu bir vakada nasıl emre itaat edilebilir?

Yok eğer saf, salak, yobaz veya karşıt görüşlerden nefret eden tipler ise bu durumda onları kullanan, veya yönlendiren kişilerin de yargılanması gerekmez mi? Ali İsmail Korkmaz örneğimizdeki bu şahıslar Saldoğan'ı gaza getiren devlet yöneticileri oluyor.

Gelgelelim kendimize;
Sıradan bir polisin bile yargılanmadığı bir ülkede, bakanların, başkanların yargılanmasını, adaleti beklemekte sanırım bizim saflığımızı veya fazla ümitli olduğumuzu gösteriyor.


© 2015 masumrobot.com

0 comments :