Finans sistemini oluşturan devlet, banka, şirket ve  çalışan dörtlüsünden devlet her zaman borçlu durumda olan kurumdur. Şirket...

Mantık Bulunamayan Vergiler


devlet, vergi, vergi sistemi, sömürü

 Finans sistemini oluşturan devlet, banka, şirket ve  çalışan dörtlüsünden devlet her zaman borçlu
durumda olan kurumdur. Şirket üretim yaptıkça kar elde eder. Kar payı dağıttıkça daha da büyür, cirosunu artırır. Çalışan ise ayağını yorganına göre uzattığı sürece, geliri ne olursa olsun bir birikim yapmaya çalışır ve bunu bankaya yatırır. Bankalar ise normal şartlarda vadeli hesaplardaki birikimi kullanarak, ihtiyaç sahiplerine daha yüksek faizle kredi sağlar ve ordan burdan hizmet bedelleri alarak karlı duruma düşer.
Geriye baş belası devlet kalıyor. Ne kadar geliri olursa olsun hiç bir zaman yetmez. Gelirler sadece kamu hizmetlerine harcansa belki yetiyordur. Ama hırsızlığı var, yolsuzluğu var, örtülü ödenekleri var. Var da var, ama bu konumuz dışında.

Konumuz, devletin kamu hizmeti yaparken, mal ve hizmet üretebilmesi için karşılıksız olarak aldığı vergiler. 20 civarı vergi çeşidi var. Hepsini bilmiyorum. Bunlardan bazılarına artık alışkınız, normal karşılıyoruz. KDV, bir alım gücün var demek, vergi alınır. Gelir vergisi, bir gelirin var bir kısmı senden alınır. Kira gelirin var, yine alınır.

Ama bazı vergiler var ki, gerçekten hiç bir karşılığı yok. Neden alındığı konusunda bir mantık bulunamıyor. Tamamen sömürü gibi duruyor. İşte aklıma gelenler(zoruma gidenler desek daha doğru olur):
  • Özel Tüketim Vergisi: Deprem nedeniyle bir geldi pir geldi, kaldırılmadı. Yabancı ülkelerde sadece alkol, sigara için alınan bu vergi bizde akaryakıt, araba, telefon ve bazı elektronik eşyalar gibi bir çok üründen alınıyor. Bunların neresi özel?
  • Emlak Vergisi: Zar zor ev için gerekli peşinatı bir araya getiriyorsunuz. Gerisini bankadan kredi çekerek tamamlıyorsunuz. Yıllarca faiz ödemenize rağmen kiradan kurtulduğunuza seviniyorsunuz. Ama bir bakıyorsunuz emlak vergisi. Kendi evimde oturmamın vergisi hangi mantıkla açıklanabilir.
  • Veraset ve intikal vergisi: Karşılıksız kazanılan değerler için alınıyor. Buna mirasta dahil. Halbuki o miras zaten vergilerden geriye kalan bir değer olabilir. Kemiğin çevresi iyice sıyrılıyor.
  • Gayrimenkul satışından alınan vergi: Bu verginin resmi adını bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla bir ev aldınız ve birkaç yıl sonra sattınız diyelim. Aradaki kar belli bir oranı geçtikten sonra, bir kısmını vergiye ayırıyorsunuz. Halbuki burada ticari bir girişim olmayabilir.
  • Motorlu Taşıtlar Vergisi: Bir maaşınız var. Buradan gelir vergisi, KDV, ÖTV.. alınmış. Kalanını biriktirip bir araba alıyorsunuz. Araba fiyatı kadar vergi ödüyorsunuz. Arkasından yetmezmiş gibi yılda 2 kez de motorlu taşıtlar vergisi ödüyorsunuz. Yıllardır hesaplanma mantığı bile oturtulamamış bir vergi.
  • Yurtdışı Harcı: Vergi sınıfına giriyor mu onu dahi bilmiyorum. 100 tane açıklama yapılsa da anlayamayacağım bu haracı, anlamakta istemem. Pasaporttan vizeden zaten vergi alınıyor. Bir de çıkmadan önce son bir vuruş yapılıyor sanırım.

harc, harç, harçlar, vergiler, trafik, tapu, noter, 2014


Bunlar sadece en çok göze batanlar. Hepsinin ortak bir yönü var. O da devlet belirli bir kesim veya zümreden alamadığı vergilerdeki açığı, piramidin en altında yer alan, geliri belli olan vatandaştan  aldığı bu mantıksız vergilerle kapatıyor.


© 2014 masumrobot.com

1 yorum :