Son yılların popüler slogalarından biri : Ekip Çalışması.  Ekip Çalışmasının gerekliliği sık sık dile getirilir. Askeriyede, büro...

Ekip Çalışması! Güzel, Ama Nasıl?


ekip çalışması, ekip, takım, team work

Son yılların popüler slogalarından biri : Ekip Çalışması. 

Ekip Çalışmasının gerekliliği sık sık dile getirilir. Askeriyede, bürokraside, sporda, kurumlarda, hatta aile içerisinde bile birlikte hareket etmekten bahsedilir. Eskiden kahramanlarımız, Superman, Batman, Örümcek Adam gib tek başına tüm kötülüklerle başedebilen yalnız karakterler iken, artık bunların yerini Fantastic Four(Fantastik Dörtlü), X-Men, Avengers(Yenilmezler) gibi birlikte hareket eden kahramanlar grubu almış.
Bir çok alanda ekip çalışmasının başarılarına tanık olabiliyoruz. Mesela futbol gibi, askeri bir harekat gibi. Ama aynı şeyi kurumlar için her zaman söyleyemiyoruz. Sıkıntılar yaşandığına, hayal edildiği gibi 1+1 = 3 lere ulaşılamıdığına tanık oluyoruz. 

Peki kurumlardaki ekip çalışmaları, diğer alanlardaki çalışmalara kıyasla neden daha geridedir? Beyaz yakalıların bir araya geldiğinde dedikodusunu ve şikayetini sık sık dile getirdiği problemler bunlardan bazıları olabilir mi?  

Ekip çalışmalarında görülen aksaklardan bazılarını tecrübelerime ve gördüklerime dayanarak paylaşmak isterim.

- Yalnız çalışmayı sevenler: "Takım çalışmasına yatkın değil" gibi olumsuz bir değerlendirme tehlikesi ile karşı karşıya olan çalışandır. Her ne kadar kurumlar için takım çalışması olmazsa olmaz bir kriter olsa da, eğer bu kişiler kurum için çok güzel işler çıkarabiliyorsa, bazı durumlarda yalnız çalışmasına izin verilmelidir. Hemen gözden çıkarılmamalıdır. Ancak burada altını çizmekte fayda var. Kişinin diğer çalışanlarla iletişimi iyidir. Sadece teknik olarak birlikte çalışamıyordur. İletişim ile ekip çalışmasını ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.


- Öne çıkmaya çalışanlar: Futbolda seyirciler vardır. Golün yenmesini engelleyen de, golü hazırlayan da, golü atan da gözler önündedir. Hepsi birer kahramandır. Takımda kötü oynayan bir futbolcu var ise o da göze batar. Yani performans değerlendirme çok da zor değildir. Ancak kurumlarda, bir proje bir ekip tarafından geliştirilirken kimin ne kadar emeği olduğunu takip etmek çoğunlukla zordur. Yöneticiler herkesin ne yaptığını göremeyebilir. Bunu fırsat bilen bazı beyaz yakalılar(çakallar) ise, projenin her adımında yöneticileri bilgilendirerek veya toparlayıcı/özet mailleri atarak, en çok ilgilenen kişi unvanını alır. Hatta sizin epey emek verdiğiniz ve uzmanlık alanınızın olduğu kısımları da 1-2 cümle ile geçiştirerek sabote eder. Bu durum ekipteki diğer insanların motivasyonun düşmesine neden olur. Kesin çözümü yok. Belki proje veya ekip yöneticisi proje süresince kişilerin yaptıklarını bizzat takip ederek bunun önüne az da olsa geçebilir.

Burada bahsettiğimiz, gerçekten fark yaratarak güzel işler yapan çalışan değildir. Böyle çalışanların öne çıkması kadar doğal bir şey olamaz.

- Ego problemi: Çok geniş bir konu. Bununla ilgili Çağın Hastalığı : Ego başlıklı bir yazım da vardı. Bilmediği halde sormamak, başkalarının bilgisini kabullenmemek ekip çalışmasına en çok zarar veren ego problemlerinden birisi.

- Bilgi saklama: Bilgi saklama kadar çalışanın bilgiyi saklama ihtiyacı duymasına sebep olan etkenler de bir suçtur. Paylaştığı bir fikrinin çalınarak başka bir ortamda söylendiğine şahit olan ve artık bundan korkan o kadar çok çalışan var ki. Yine iş etiği problemi diyoruz.

- Yöneticiler: Herkesi hakettiği kadar takdir etmeme  veya ekipte hep aynı kişilerle iletişimde kalma ekip çalışmasını olumsuz yönde etkiler.


© 2015 masumrobot.com


6 yorum :

  1. Konuyla doğrudan bağlantısı olmasa da, Ayrıntı'dan 2014'te ikinci basımı çıkan Richard Sennett'in Saygı adlı kitabını okumanızı öneririm. Toplu yaşam içinde, eşit olmayan dünyada "saygı" konusuna, insanın kendisine güven duyması ile başkaları tarafından tanınma arzusu arasındaki ince çizgi gibi durumlara değinen bir araştırma kitabı. Yazınızı okuyunca aklıma geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaba hemen idefix ten göz attım. Konusu çok hoşuma gitti ve sepete ekledim. Yorum ve paylaşımınız için çok teşekkür ederim.

      Sil
    2. Rica ederim. Umarım kitap da hoşunuza gider.

      Sil
  2. yazıya göre çakal = bildiğin project manager :) şaka bir yana anlıyorum neden bahsettiğini, ama ne yazıkki ya çakal olacaksın, ya o çakal senin emeğini çalacak. yani defans mekanizması geliştiriyor insan bir süre sonra projedeki ekibe göre.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neden bizim ülkede durum böyle o da ayrı bir mesele. Hollandada 2 yıl çalıştım, herkes işine odaklanıyor, başka taklalar atmıyordu. Yapamıyorsan defans yapmayı bileceksin doğru bir saptama

      Sil
  3. cok zor bir konu bence takım çalışması. güzel bir değinme olmuş

    YanıtlaSil